Size göre hangisi doğru? Neden?
Çoğunlukla
“olduğumuz gibi olduğumuza” inanırız. Konuyu biraz açalım.
ÖRNEK OLAY
Tanıdığım iki kişiyi karşılaştırmak istiyorum:
1. Kişi: Çift maaşlıydı. Eşi ile birlikte sanırım yoksulluk
sınırının üzerinde gelirleri vardı. Bir çocukluydu. Arabası vardı. Kirada oturuyordu. Geçinemeyeceği
kaygısıyla, “Bizim halimiz ne olacak?” diye sürekli yakınırdı. Bir ümidi yoktu.
Gerçekleştirmek istediği projeleri de pek fazla değildi. Bence, zihnindeki
olumsuz algılama, olumsuz düşünme durumu, beyninin bir şeyler yapmasına fazla
bir fırsat tanımadı.
2. KİŞİ: Çay fabrikasında mevsimlik çalışan, düşük gelirli
bir kişiydi. Yıllık yaklaşık bir maaş tutarında da çiftçilik geliri ve umutları
vardı. Üç çocukluydu. Ev, araba, eşya alacağını hayal ediyordu. Araba alamadı
ama diğer dediklerini yaptı. Çünkü zihnini ona göre kodlamıştı.
Çift maaşlı, daha lüks yaşadı; lüks yaşadığının farkında
bile olamadı. Bence diğeri daha mutluydu.
Bilinçdışı nedenlerle kişi, kendini olduğundan daha fakir
hissedebilir. 1. kişi, durumunda fazla bir anormallik olmadığı halde “Bizim
halimiz ne olacak?” diye sürekli düşünüyor. Beynine, fakir olduğu, işlerinin
yolunda gitmeyeceği, mesajını veriyor. Beyin öyle algılamak zorunda… Dünya sizin olsa ne fayda? Düşünce ve
hayallerinizle kendinizi fakir olarak duyumsuyorsanız, fakirsiniz. Dünya kadar
malınız olduğunu, siz iletmediğiniz sürece beyniniz nereden bilecek!
Pek çoğumuzun, olduğumuzla, hissiyatımız çoğunlukla uyumludur;
tutarlıdır. Genellikle kendimizi iyi hissederiz. Ancak toplumlarda 1. kişi gibi olayları hatalı
yorumlayan, hatalı düşünen kişilere rastlanmaktadır.
Bazıları, hasta olmadıkları halde kendilerini hasta
hissedebilirler. Beyinleri de onların hasta olduğuna inanabilir. Bu kişiler, böylece
gerçek hastalıklara da kapı aralamış olabilirler.
Dünyadaki sınırsız olanakları, kendilerindeki sınırsız
üstünlükleri görmezden gelip; az sayıdaki geçici ya da geçmiş olumsuzluklara
takılmış kalmış olanlar, olabilir
Yine ortada önemli bir neden yokken, kendimizi kötü
hissedebiliriz. Bizim neden olmadığımız ve bizimle hiçbir ilgisi olmayan bazı
olumsuzlukları kendimize yapıştırmış olabiliriz.
Düşünce ve hayallerimizle bilinçdışı olarak, tüm bunları
beynimize kendimiz yüklediğimiz halde durumun farkında olamayabiliriz.
Biz hissettirmesek yaşamın ve bizim iyi yönlerimizi,
beynimiz nereden bilecek?
HİSSETTİĞİMİZ
VE DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ GİBİ MİYİZ?
Beynimiz, bizi olduğumuzdan çok hissettiğimize göre
algılamaktadır. Hissiyatımızı, doğuştan gelen yapımızın dışında, geçmişteki, özellikle
çocukluktaki, yaşantılarımızın, birikimlerimizin bilinçli ve bilinçdışı izleri
ile birlikte, yaşamakta olduğumuz düşünce ve hayallerimiz şekillendirmektedir.
Bu şekillenmeye göre de beynimizde, kendimizle ilgili bir şema oluşmaktadır.
Bizim nasıl olduğumuzdan daha çok, beynimizin kendimizi
nasıl tanıdığı önemli… Beynimiz; düşüncelerimizi, duygularımızı, hayallerimizi
gerçekmiş gibi sanır; kendini ona göre programlar ve ona göre bizi yönetir.
Diğer bir deyişle beynimiz kendisine yüklediklerimize, verdiğimiz mesaj ve
kodlara, kurgularımıza göre,
yani düşünce ve hayallerimizle kendimizi ona nasıl tanıtmışsak, o bizi öyle
bilecek ve ona göre hareket edecektir.
Beynimize
hissettirdiğimiz ölçüde mutlu olabiliriz.
Beynimize
gereksiz yere ektiğimiz olumsuzluk
tohumları; düşüncelerimizi, hislerimizi, davranışlarımızı, sağlığımızı ve
geleceğimizi olumsuz yönde, olumluluk tohumları da olumlu yönde etkiler. (“Uzun süreli Duygulanımlar Neden Zararlıdır?” başlıklı
yazıda incelenecek.) Bunun
için:
SON SÖZLER
Yaşadıklarımız,
elbette ki duygudurumumuzu etkileyebilir. Ancak gerçekçi, mantıklı, olumlu, iyi
şeyler düşünerek duygularımızı
düzenleyip denetleyebiliriz. Beynimizin gerçekleri görmesine, daha iyi
hissetmesine ve daha iyi çalışmasına fırsat verebiliriz. Ör. Olayları, olduğundan fazla gözümüzde büyütmeyiz. Olaylara karşı önyargılı
davranmayız. Yaşamımızda bazı olumsuzlukların olabileceğini kabullenerek
yaşamın olumsuz yönlerinden daha fazla olumlu yönlerine odaklanabiliriz.
Düşüncelerimizle yaşamımızı cennete çevirmek önemli ölçüde
kendi elimizde...
Diğer öneriler, diğer yazılarda…
Olaylar Yoksa Düşüncelerimiz mi Bizi Etkiler? Düşünce Hataları, sonraki yazılarda...
Kalın; sağlıkla, mutlulukla…
Dursun BİLGİN