İki kişilik bir toplumdan Dünya toplumlarına kadar,
toplumları ayakta tutan biricik temel, kurallardır. Toplum nasıl yönetilirse
yönetilsin; ister monarşik, ister demokratik olsun, en ilkelinden en
gelişmişine kadar, o toplumun ayakta kalabilmesi için, belirli kuralları
benimseyip o kurallara uymaları gerekir. Bir arada yaşayan sadece iki kişi bile,
belirli kuralları belirleyip o kurallara uymasalar aralarında anlaşamazlar.
Dini, vicdani kurallar, gelenek- görenekler, yasalar, görgü,
trafik, oyun, sınıf, futbol, olimpiyat kuralları vb. tüm kurallar o toplumun
yararınadır o toplumun bel kemiğidir.
Kurallarla özgürlüğümüzün kısıtlandığını sanırız. Oysaki
özgürlüğümüzü kurallar sayesinde kullanabiliyoruz. Bir kargaşa ortamında
özgürlüğünüzü ne kadar kullanabileceğinizi düşünebilirsiniz.
Kurallarla toplumda bir düzen sağlanır, karmaşa giderilir.
Çocuklar, her oyuna
başlamadan önce oyun kurallarını açıklar sonra oyuna başlarlar. Kural bozanları
da oyuna almak istemezler. Kurallara uyulmadan o oyun oynanmaz.
Bizler bile kurallarını bilmediğimiz toplumlarda bocalarız.
Aslında kendimiz için de, zihnimizde kurallar koyup
uyguluyoruz
.
.
ÇOCUĞUMUZA NİÇİN
KURAL KOYMAK İSTEMİYORUZ?
Çocuğumuza kural koyduğumuzda, çocuğumuzun özgürlüğünü kısıtladığımızı,
ileride çekingen, uyuşuk biri olabileceğini, bizi sevmeyeceğini düşünürüz. Onun
mutsuz olmasından korkarız.
KURALSIZLIK (ANOMİE)
“Fransız sosyolog Emile Durkheim, bireyin sanki herhangi bir toplumsal ve moral kural yokmuş gibi keyfince ve sınırsız olarak davranmasına ‘anomie’ (kuralsızlık) adını vermiştir.
“Fransız sosyolog Emile Durkheim, bireyin sanki herhangi bir toplumsal ve moral kural yokmuş gibi keyfince ve sınırsız olarak davranmasına ‘anomie’ (kuralsızlık) adını vermiştir.
Yapılan araştırmalarda kuralları yok sayma, normsuzluk
durumunun bireyleri, toplumsal yasaları da görmezden gelerek, bencilleşmeye, içine
kapanmaya, kendisine olan saygısını kaybetmeye, suç işlemeye hatta isyana
yönelttiği saptanmıştır.”(E.Kalaycıoğlu)
Kuralsızlıkta, ilkel isteklerin ön plana çıkması, baskın
kişi ve grupların oluşması, hak kaybı ve kargaşa söz konusudur bu da kimsenin
kabullenemeyeceği bir durumdur. Tüm toplumsal sistemlerde yasalara saygı söz
konusudur.
Şu anda kargaşa
içinde olan toplumlarda asıl sorun, insanların kuralları tanımamaları
yeteri kadar kurallara uymamalarıdır. Bunu nedeni de yönetim boşluğu, iyi
yönetilememe ve halkın eğitimsizliğidir. Gelişmiş toplumlarındaki kural
saygısını, diğerlerinde pek fazla göremezsiniz.
KURALSIZLIĞIN ÇOCUK
AÇISINDAN ZARARLARI
“Ailenin kuralsız, gevşek tutumu sonucunda; bencil,
sorumsuz, şımarık çocuk yetişmesi doğaldır.” (A.Yörükoğlu) Deneyimi olmadığı
için çocuk ne yapacağını şaşırır; muallakta kalır. Kişi, alışkanlığını ömür
boyu sürdürebilir. Bireyin; toplumdan dışlanma, çatışma ve olumsuz tepki görme
olasılığı artar.
Yetişkin otoritesinin ve disiplininin bulunmadığı, tamamen
özgür bırakılmış durumlarda tepkiler daha sık ve şiddetli biçimde ortaya çıkar.
Sürekli kavga ortamı oluşur. Bu da aileyi huzursuzluğa sürükler.
KURAL KOYMANIN YARARLARI
Çocuk tecrübesiz
olduğu için her zaman disiplin ve yönlendirmeye, çocuğun gereksinimi vardır.
Çocuğun bu gereksinimi konulan kural ve sınırlamalarla karşılanacaktır.
Kurallar, çocukta
sorumluluk hissini geliştirir. Toplumsal kurallara uyma, dürtülerini kontrol
etme, işbirliği yapma, hatalarını keşfetme, düzeltme motivasyonunu artırır.
Birey kurallarla kendinin değerli ve güvende olduğunu hisseder. (çocuklu dünya)
Sınırlar önceden belli ise çocuk ne yapacağı konusunda
bocalamaz. Sınır ve kurallar getirilerek yapılması olası yanlışların önüne,
yanlış yapılmadan geçilmiş olur.
Hepimiz kurallarla,
sınırlarla yaşarız. Çocuğumuzu kural ve sınırlamalara küçük yaşta alıştırırsak,
onun hayata ve topluma uyumu kolaylaşır; neleri yapacağını, neleri
yapmayacağını; doğruları, yanlışları bilen; kararlı, sağlıklı bir birey olur.
Kuralların benimsenmesi zaman ve kültürlere göre
değişiklikler gösterebilir. Kişilerin kurallara bakış açıları farklı olabilir.
KURALLAR KONULURKEN
DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Ev ve okul kurallarını, demokratik ülkelerde çıkarılan kanunlara
benzetebiliriz. Kurallar, gereksinimleri karşılamak, ortaya çıkan sorunları gidermek
amacıyla birlikte kararlaştırılıp uygulanmalı. Bu konuda evde ve okulda
aşağıdaki hususlara dikkat edilmeli:
Kural belirlemeye
çocuklar da katılmalı. Çocuklar da bir ölçüde büyükleri etkilerler. Özellikle
çocuk ilkokula başladıktan sonra, evde ve okulda kuralların birlikte kararlaştırılması
ve çocukların kararda yer almaları, çocukların kuralı daha kolay
benimsemelerini sağlar. Kararda yer aldıkları için çocukların özgüvenlerini
artırır.
Üstten gelen “Şöyle
olacaksınız” şeklindeki emir vb. kurallar tepki toplar, onlarda karşı gelme hissini
uyandırır ve kolaylıkla benimsenmez.
Konulacak kuralla ilgili problem gündeme getirilerek, “Nasıl
çözüm üretebiliriz?” diye onların fikirlerine başvurulur. Gerekirse okullarda
oylama yapılabilir.
Kurallar, hep birden
değil, zamanla ve gereksinimlere uygun olarak ele alınıp konmalı ve uygulanmalı.
Evde veya sınıfta bütün kuralları bir anda gündeme getirmek, çocukların şaşırmalarına,
sıkılmalarına, kurallara karşı tepki duymalarına ve kuralları benimsememelerine
neden olur. Kurallar, çocuğun yaşına, durumuna, problemin çözmeye uygun olmalı,
çocuğun gereksinimlerini karşılamalı.
Konulan kurallara,
kural koymaya öncülük eden egemen kişi dâhil herkes uymalı. Çocuk söylenenden
fazla, gördüğünü yapar. Kural yalnız çocuk için değil evdeki veya o
toplumdaki herkes içindir. Kendimiz öncelikle o kurala uymalı, kurala
uyduğumuzu çocuğa belirginleştirmeliyiz.
Kuralı uygulayanlar hemfikir olmalı ve tutarlı davranmalıdırlar. Kendimiz
kurallara uygun davrandığımızda, kural koymaya bile gerek kalmayacaktır.
Kural sayısı ne kadar
az olursa etkileri o kadar fazla olur. Fazla kurallarla çocuk
bunaltılmamalı. “5-6 yaşındakine 5-6
kuraldan fazlasına gerek yok”(O. Aydın) . Çocuğu sürekli uyarmak tepkiye yol
açar.
KURALLARI UYGULAMA
Çocuğun sakın bir zamanında kural net bir şekilde
söyleniyor. Kural koymanın nedeni, yararları ve nasıl uygulanacağı açıklanıyor.
Ara sıra kural hatırlatılıyor.
Kriz anında kural
konulmamalı. Sık sık kural değiştirilmemeli. Kuralda çocuğa fazla esnek ya da
katı davranılmamalı.
Çocuğun farklı bir kişilik geliştirdiği dikkate alınarak,
kendini geliştirebilmesi için yeteri kadar fırsat ve sorumluluk verilip ona
özgürlük tanınmalı.
Çocuk deneyerek
öğrenir. Çocuğumuza, kendine ve başkalarına zarar vermeyecek şekilde basit hataları
yapmasına izin veriyoruz.
Çocuk, çocukluğunu yaşayabilmeli; onu, kurallarla aşırı mükemmeliyetçiliğe
zorlamıyoruz
KURAL KOYMAYA NE
ZAMAN BAŞLANMALI?
Çocuklarda kural algısı, dört yaşından sonra yavaş yavaş gelişmeye
başlıyor; ama bilişsel olgunluğa erişemediklerinden kurallara uyarken
tutarsızlık sergiliyorlar. 6 yaşından sonra kuralların neden olduğunu neden
uymaları gerektiğini anlamaya başlıyorlar. O anlamasa bile kuralar konmalı.(Anneysen)
İzlenimlerime göre (net değil) ortalama bir- bir buçuk yaş dolaylarında
kurallara başlanabilir. Küçük yaşlarda, yanlışlara düşmeden; çocuğumuza sakin,
net bir şekilde kuraları öğretirsek; kurallara alışmaları kolay olur. Kurallara
erken başlanınca çocukla çatışmaya fazla girilmez. Alışılmış yanlışları
düzeltmek ve yanlıştan vazgeçirmek, daha zordur.
KURALA UYUM SÜRECİ
ZAMAN İSTER.
Kural öğretilir öğretilmez hemen çocuğun eksiksiz bir
şekilde kurala uyması beklenemez. Çocuğun kuralı özümsemesi, alışması zaman
alır. Çocukla hemen çatışmaya girilmemeli. Bu süreçte, vazgeçmeden, sabırla,
kararlılıkla; bağırmadan, kızmadan, yalvarmadan kuralı çocuğumuza öğretmeye
devam ediyoruz.
EVDE HANGİ KURALLAR
KONMALI?
Birinci Derecede
Önemli Olanlar
“Kendine, başkalarına, eşyalara zarar vermek yok.
Tehlikeli davranışlarda bulunmak yok.
İzinsiz eşya almak
yok.
Bağırarak ve ağlayarak
konuşmak yok.” (G. Erdoğan)
Kimseye vurmak yok
Diğer Kurallar
Burada sınırsız sayıda kuraldan söz edilebilir. Aşağıda belirlenen
bazı örnek kurallar, bağlayıcı değildirler. Her çocuk ve aile yapısı birbirinden
farklı olduğundan, her aile gereksinimlerine ve çocukta görülen yanlış
davranışlara göre farklı kurallar koyup uygulayabilirler.
Zamanında yemeğini yer, zamanında uyur. Sabahleyin
kalktıktan sonra yüzünü yıkar. Yemekten önce ve sonra ellerini yıkar. Dişlerini
fırçalar. Elbisesini kendi giyer. Yatağını, odasını, oyuncaklarını kullandıktan
sonra derli toplu tutar. Sabahleyin günaydın diyerek büyüklerini karşılar.
Toplumun ortak mallarına zarar vermez ve sınırsız.
ÇOCUĞUMUZ KURALLARA UYUMADIĞINDA NELER YAPABİLİRİZ?
Kurallara karşı gelen, ağlayan, isteğinde direten çocuklara
bazı yöntemler uygulayarak onların sakinleşmelerini, kurallara uymalarını
sağlayabiliriz. Bu önemli konu ayrıca yeni bir yazıda ele alınıyor.
Not: Bu yazı, özellikle ilkokul öncesi çocuklar göz önüne
alınarak hazırlanmıştır.
Sonraki yazı: ÇOCUĞUMUZA SINIR KOYMA
Sonraki yazı: ÇOCUĞUMUZA SINIR KOYMA