“Duygulara ve kişinin eğitimine kaynaklık eden çevresel faktörler nelerdir? Duygular nasıl öğreniliyor?” bu yazıda…
ÖRNEK OLAY
Ali okuldan dönerken bir köpeğe rastlar. Korkup kaçmaya
başlar. Köpek Ali’yi kovalayıp kısa sürede yakalar ve yere düşürür. Durumu
gören diğer köpekler de Ali’nin üzerine üşüşürler. Çevredeki esnaf ve diğer
vatandaşlar hep birlikte olaya müdahale ederek Ali’yi yaralı bir şekilde
kurtarırlar.
O artık tek başına
sokağa çıkmaya cesaret edemiyor.
***
Duyguların oluşumunu, çevresel ya da genetik faktörlere veya
her ikisine de bağlayan bilim insanları mevcuttur. Ör. Korku duygusu,
atalarımızdan miras kalmıştır, diyenler olduğu gibi, kişi izlenimleriyle,
hamilelik ve sonrasında çevre ile ilişkileri sonucunda bireyde korku duygusu
oluşuyor, diyenlere rastlanmaktadır.
Barrett’e göre: Vücudumuzun fizyolojisinden kaynaklı
sakinlik, huzursuzluk, heyecan, rahatlık rahatsızlık gibi bazı basit hisler
dışında gerçek duygular, doğuştan gelmiyor, sonradan oluşuyor. *
Doğuştan getirilen duygusal özellikleri bir kenera bırakarak
çevresel etkenlerin, duygusal yaşamı nasıl etkilediğine bakalım.
DUYGULARA VE KİŞİNİN EĞİTİMİNE KAYNAKLIK EDEN ÇEVRESEL
ETKENLER
Kişinin çevresi ile ilişkileri sonucu elde ettiği birikimler
ve başka öğeler; onun biyolojik, sosyal ve ruhsal gelişimini ve
dolayısıyla kişisel ve duygusal
gelişimini de etkiler.
Anne karnından başlayarak tüm olaylar, izlenimler, bilgiler
kişilerin bilinç ve bilinçdışında bir birikim oluşturur.
Kişi kendi deneyimlerini kullanabilir. Anne babayı model
alabilir. Öğretim ve konuşmalardan, yakınındaki kişilerin birbirleriyle
ilişkilerinden ve konuşmalarından etkilenebilir. Yaşadığı kültürden
etkilenebilir. Ebeveyn veya başkalarının özel tepkileri (sevmeleri, kızmaları
vb.) belirli duygusal ifade kalıplarını
cesaretlendirir veya caydırır. Yani birikmiş, bilinçli ve bilinçdışı beyindeki
tüm kayıtlar, kişinin duygularına ve
onun davranışlarına (eğitimine) kaynaklık ediyor. (Dikkat ettiyseniz paragrafta
çocuğun nasıl yetiştiğinin en öz özeti veriliyor!)
Yine insan; olumlu, olumsuz neleri düşünür, imgelerse
(hayal) onlar, o şahsın bilinç ya da bilinçdışına yerleşir; bilinçsiz olsa da o
kişinin duygularını ve davranışlarını etkileyebilir.
“Beynimiz, duyguları geçmiş yaşantılara ve içinde bulınduğu
durumdan edindiği fizyolojik bilgiye dayanarak oluşturur.”*
ALİ KÖPEKTEN KORKMAYI NASIL ÖĞRENDİ?
Ali dünyaya geldiğinde zihninde köpek korkusu olmadığı gibi
köpek kavramı bile yoktu. Çevresini ve konuşulanları algılamaya başlayınca
dikkatini çevresine yöneltti.
Çevresindekilerin köpekle ilgili konuşmalarına -farkında
olmasa bile- kulak verdi. Annesinin köpeğin yanından geçerken korktuğunu
gözlemledi. Belki de sokakta ya da televizyonda köpek dövüşüne tanık oldu.
Annesinin “Köpekten uzak dur, ısırabilir.” Uyarısını aldı. Arkadaşlarından
köpekle ilgili anılar dinledi. “Köpek en iyi dost en sadık arkadaştır.” sözünü
de çevresinden duydu. Ve bunlar gibi binlerce yaşantı… Birikimlerinden
etkilenerek köpekle ilgili hayalller kurup düşünceler geliştirdi. Köpekle
ilgili olumsuz izlenimlerin yanında
olumlu izlenimler de edindi.
Ali’nin zihni tüm
bunları değerlendirerek köpekle ilgili, iyi- kötü, faydalı- zararlı, olumlu-
olumsuz vb. yargılamalar yaptı. Yaşantıları genelde korkuya dayandığı için zihninde
korkulacak, tehlikeli hayvan şeması oluştu. Sonunda yaşadığı olay düşüncelerini
iyice pekiştirdi. Tüm bu yaşantılar “köpek korkusu” olarak beynine yerleşti.
Ali, yeniden köpeğe
rastladığında onda “korku” duygusu oluşacaktır. İlerideki yaşantılarında da
köpeklere rastladığı halde bir zarar gelmediğini fark ederse Ali’deki köpek
korkusu giderek azalacaktır.
Ali köpek korkusuna benzer biçimde çevresinden edindiği
yaşantılara göre sevgi, güven, öfke vb. diğer
duyguları da öğrendi. Yeri gelince oluşan fiziksel ortama göre o
duyguları yaşayacak.
“ALİ NE YAPMALIYDI?
KÖPEKTEN KORUNMA YÖNTEMLERİ” bir sonraki yazımızda…
Kalın; sağlıkla, mutlulukla…
Dursun BİLGİN 19.03.2023
*Duygularınızın Esiri Değilsiniz, Lisa Feldman Barrett, TED
konuşması, ted.com