Önceki yazılarımızda duyguların yararlarını açıklamış, normal ve dengeli olarak
her çeşit duyguyu yaşayabileceğimizi vurgulamıştık. Ancak aşırı düzeyde ve uzun süreli yaşanan ve abartılmış duyguların, zararlı olabileceğini
belirtmiştik.
Duygularımızı kontrol ederek daha avantajlı duruma
gelmek, önemli ölçüde kendi elimizde…
Duygularımızın bizi kontrol etmesine, yönetmesine izin
vermeden; kendimiz duygularımızı kontrol altında tutabiliriz. Aşırıya kaçmadan,
dengeli bir şekilde duygularımızı
kontrol ettiğimizde, onların olumsuz etkilerini asgariye indirgeyebiliriz.
Böylece:
DUYGULARIMIZI KONTROL ETMENİN YARARLARI
Enerjimiz, vücudumuzda daha verimli kullanılır. Uzun
süren bazı olumsuz duygular, enerjimizin boşa harcanmasına neden oluyor.
Kin, öfke vb. nedenlerle suça yönelme eğilimimiz, azalır.
Zihinsel yetilerimiz daha iyi çalışır; yaşamda daha
aktif, daha başarılı oluruz.
Bağışıklık sistemimiz güçlenir.
Bedensel ve ruhsal yönden daha sağlıklı oluruz.
NOT: Burada aynı zamanda, araştırma sonuçlarına göre,
normal duygudurumun yararları dile getirilmiştir. Geniş açıklamalar, ileride “Pozitif Düşünmenin Yararları” başlıklı yazıda ele
alınacak.
DUYGULAR EĞİTİLEBİLİR Mİ, KONTROL EDİLEBİLİR Mİ?
Yanıtı L. F. Barrett’ ten alalım:
“…Söylediğim şey, duygularınız üzerinden sandığınızdan
daha çok kontrol sahibi olduğunuz ve duygusal sıkıntılarınızı ve beraberinde
hayatınıza getirdiği sonuçları tecrübenizi farklı bir şekilde şekillendirmeyi
öğrenerek sonlandırabilirsiniz. Bunu hepimiz biraz sabırla başarabilir ve bunda
iyi olabiliriz. Araba sürmek gibi… İlk
başta çok emek gerektiriyor ama sonra neredeyse otomatik bir hal alıyor.”
O halde beynimizin derinliklerindeki efsanevi duygu devresinin
insafına sığınmaktansa sorumluluğu alır elimizden geleni yaparız. Bunu yaparak
daha büyük avantaj elde ederiz.
Sorumluluğun kabulü daha sağlıklı bir beden, daha adil,
daha bilinçli ve daha esnek duygusal yaşam demektir…” (Lisa Feldman Barrett,
TED konuşması, ted.com)
Aniden gelişen duyguların kontrolü biraz zor olsa da,
genel olarak duygularımızı eğitebilir, kontrol edebilir, bilgi ve
becerilerimizle daha mantıklı düşünerek onlar üzerinde istediğimiz
değişiklikleri yapabiliriz. Böylece onların zararlı etkilerinden korunabiliriz.
DUYGULANIMDA BİREYSEL FARKLILIKLAR
Her bireyin uyarıcı olay ya da durum karşısındaki
duygulanımları, dayanma süreçleri birbirinden farklıdır. Ayrıca aynı kişi,
farklı zaman ve yaşlarda aynı olaya karşı farklı duygusal tepkiler verebilir.
Benzer biçimde, herkesin duygularını kontrol etme yetenek ve becerileri de
birbirinden farklı olacaktır.
DUYGULARIMIZI KONTROL ETMEYE KARAR VERMEK
Duygularımızı kontrol konusunda hepimiz, bilinçli ya da
bilinçdışı bir şekilde bebekliğimizden beri belirli bir çaba içindeyiz. Bu işi
bilinçli olarak yürütmemiz bizim yararımıza olacaktır.
Başarının en temel ilkesi, o işi yapmaya niyet
etmektir. Gerisini beynimiz
getirecektir. “Yoğun, uzun süreli duygular yaşadığımda, duygularımı bilinçli
olarak kontrol etmeğe çalışacağım” şeklinde içimizden bir karar aldıysak, bu
karar beynimize yerleşecek; yeri gelince de bu kararımız, bilinç düzeyine çıkıp
çözümler üretmeğe çalışacaktır. Sadece çözüm üretmeyi düşünmek bile, kişinin o
duyguyu körü körüne yaşamasını engelleyecek, çözüme yöneltecek, o duyguyu yoğun
olarak yaşamaktan uzaklaştıracaktır.
Duygularımızı bilinçli bir şekilde kontrol etmeye
çalıştığımızda, her işte olduğu gibi başlangıçta bazı zorluklarla karşılaşsak
bile Barrett’in dediği gibi bu konuda giderek ustalaşacağız; giderek
otomatikleşeceğiz. Bu kapsamda olay ve duruma göre farklı yöntem ve stratejiler
geliştirmemiz, izleyeceğimiz stratejilerle kazançlı çıkmamız önemlidir.
Uygulayabileceğimiz stratejiler ve yöntemler, sonraki ve diğer yazılarımızda…
Sonraki yazı: Olumsuz Olayların Yararları
Sağlıkla, mutlulukla kalınız!
Dursun Bilgin