Önceki bir yazımızda,
duyguların yerinde, zamanında ve kararında yaşanmasının, doğal ve sağlıklı bir
durum olduğunu; diğer yazımızda, yaşanan
duyguların ani, şiddetli ve uzun süreli olanlarının, bazı kişileri olumsuz
yönde etkileyebileceğini, belirtmiştik.
ZORLUKLARA KARŞI DAYANMA GÜCÜ NEDİR?
“Zorlara (Stres) dayanma gücü (ego gücü), Bu güç, kalıtsal
yapıya bağlı olduğu gibi, yaşam deneyimlerine de bağlıdır. Bu güç, çocukluğun
ilk yıllarından başlayarak kişinin karşılaştığı yaşam olayları ve öğrenme
olanaklarından kazandığı bekleyebilme, erteleyebilme, gerçeği değerlendirme,
sorun çözme, baş etme, özetle organizmayı uyum için yönlendirme gücüdür.” * (Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, M.
Orhan Öztürk, N. Aylin Uluşahin, 14. Baskı. S. 17)
OLAYLARIN ANİ, ŞİDDETLİ, UZUN SÜRELİ OLANLARI HERKESTE BİR
OLUMSUZLUK YARATIR MI?
Yaşamın bir özelliği olarak hepimiz, çok kez canımızı sıkan
olaylarla, zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz.
Buna karşın uzmana gereksinimi olanlar pek fazla olmuyor. Yani olayların
ani, şiddetli, uzun süreli olanları, sadece bazı kişilerde uzman yardımı
gerektirecek olumsuzluklara neden olabiliyor.
AYNI OLAY KARŞISINDA HERKES AYNI DUYGUYU MU YAŞAR?
Olaylar, kişilerde benzer duyguların yanında farklı
duyguların da oluşmasına neden olabilir. Ev sahibinin evden çıkarmasını bir kiracı üzüntü ile
karşılarken, bir diğeri bunu fırsat olarak görür ve daha iyi ev bulurum diye
sevinebilir.
OLAYLARA KARŞI DAYANIKLI MIYIZ?
Çok şükür, örseleyici olaylara karşı -ölçüsü değişmekle
birlikte- hepimizin azımsanmayacak kadar, dayanma gücümüz vardır. En ağır zorlukların bile üstesinden
gelebiliyoruz. Yeter ki kendimiz, bilinçli olarak pes etmeyelim, olumsuz
düşünmeyelim; ümidimizi, inancımızı yitirmeyelim. Depremde enkaz altında
kalanlar, en ağır örselenme (travma) ve zorlanma (stres) durumuyla karşı karşıyadırlar. Yine de
aşırı etkilenenler sandığımız kadar değildir. O dayanıklılığımız olmasaydı,
enkazdan sağlam insan çıkmayacaktı.
OLAYLARA KARŞI DAYANMA GÜCÜMÜZÜ BELİRLEYEN FAKTÖRLER
Kişilerin örseleyici olaylardan etkilenmeleri, olayın
şiddetine ve bireyden bireye göre değişebilir. Bazıları etkilenmez; bazısı az,
bazısı fazla etkilenir.
Olaylara karşı dayanma gücümüzü belirleyen etkenlere göz
atalım:
KALITIMSAL YAPI: Atalarından aldığı genlerle herkes duygusal
yönden ve duygusal dayanıklılık yönünden birbirinden farklıdır. Kimisi
neşelidir, kimisi duygusal; kimisi sinirlidir, kimisi sakin; kimisi rahattır,
kimisi heyecanlı... Bu kalıtsal özellikler onun kişiliğine yerleşmiştir, kolay
kolay değiştirilemezler. Yakınlarımızın bu durumlarını beğensek de beğenmesek
de kabullenmek zorundayız.
OLAYLARA HAZIRLIKLI OLMA: Olaylara hazırlıklıysak olaydan
pek fazla etkilenmeyiz. Evinin pek çok yerinde çatlaklar bulunun kişi, evini
boşaltır, evinin yıkılmasına fazla üzülmez. Depreme, diğer doğal ve insan
kaynaklı olaylara hazırlıklı olduğumuzda, olayı daha ucuza atlatırız ve fazla
etkilenmeyiz.
ORTAM VE KİŞİNİN GELİŞİM DURUMU: bireyin yetiştiği ortama ve
gelişim durumuna göre duyguları ve
kişiliği şekillenir. Huzurlu ortamda yetişen çocuk, huzurlu olur.
BİRİKİM: Anne karnından başlayarak tüm olaylar,
izlenimler, bilgiler kişilerin bilinç ve bilinçdışında bir birikim oluşturur.
beyindeki tüm kayıtlar, bireyin olaylara bakış açısına, duygularına ve davranışlarına kaynaklık ediyor. Geniş açıklama: Duyguların Oluşumu