Başarının anahtarı iyi bir dikkattir.
Önceki yazımızda; dikkatin önemini, özelliklerini;
dikkat dağınıklığının nedenlerini, dikkat dağınıklığının okul ve sınav
başarısını nasıl etkilediğini; dikkat bölünmesi ve hayatımızı nasıl etkilediğini
irdelemiştik.
Bu yazımızda, çocuğumuzun dikkatini eğitip
geliştirebilmek için aile ve okul olarak neler yapabileceğimizi; öğretmen olarak,
derslerde öğrencilerimizin dikkatlerini nasıl canlı tutabileceğimizi incelemeye
çalışacağız.
Ailede Dikkat Eğitimi
Çocuk;
çevresindeki nesneleri, olup bitenleri tanımak, keşfetmek ister. Bu nedenle çocuk,çevresindeki her şeye dikkat etme eğilimindedir. Aile ve okul, çocuğun bu merak
ve eğiliminden yararlanabilir. Çocuğu yönlendirerek, rehberlik yaparak onun
dikkatinin gelişimine katkıda bulunabilir. Bu
konuda ailenin yapabileceklerini şöyle sıralayabiliriz:
Çocuğa
verimli uyarıcılar sunma: Zengin,
verimli uyarıcılar; duyu organlarının, sonuçta beynin çalışmasını
sağlar. Bu süreçte, dikkatin gelişmesine katkı sağlanırken bundan diğer
zihinsel yapılar da olumlu yönde etkilenirler.
Bu konuyla ilgili olarak, çocuk parka
götürülebilir; doğa incelemeleri yapılabilir;
oyuncaklar alınabilir;büyük çocuklar sanatsal
etkinliklere ve sergilere götürülebilir; radyo, TV, bilgisayar,
resimli-resimsiz kitaplar gibi görsel ve işitsel araçlardan yararlanılabilir.
Örneğin: Parkta gezinirken, çocuğa
gördükleri ilginç şeylerle ilgili sorular sorularak dikkati çekilir. Artık
uyarılan bilgi heveslisi, meraklı çocuk; diğer uyarıcıları da kendi fark eder:
“Falan nedir? Filan neye yarar? ”diye sorular sormaya başlar. Biz de onun
sorularını uygun şekilde yanıtlayarak dikkatini canlı tutar, bilgi hazinesini
artırırız.
Bu ve benzeri çalışmalar çocuğun
dikkatini, doğaya yönlendirmesine neden olur. Bu da çocuğun doğasal zekâsının
gelişimine katkı sağlar. Çocuğun doğayı ayrıntılarıyla gözlemlemesi sonucu
olarak, resim heykel vb. sanatsal yönlerinin temeli atılır.
Çocuğa sorumluluk verme, onu çeşitli
etkinliklere yöneltme: Bir şey yapan kişi, kesinlikle dikkatini yaptığı işe
yöneltmek zorundadır. Özellikle yaptığı iş onun ilgisi dâhilinde ise odaklanma
şiddeti daha fazla olacaktır.
Büyüklere yardım gibi ufak tefek
sorumlulukları dışında; çocuklar, özellikle kendi sorumluluklarını kendileri
yerine getirmelidirler. Kaşık tutmasını bilmeyen çocuk, yeterli kaslara sahipse
yemeğini elleriyle yiyebilir. Bu
durum yaptığı işe odaklanarak çocuğun dikkatini geliştirdiği gibi çocukta
beyin-kas-duyu koordinasyonu gelişir; onun kendine olan güveni artar.
Oyun, resim, müzik, yap-boz vb.
etkinlikler de çeşitli yararları dışında çocuğun dikkatini canlı tutma
bakımından önemlidirler. Oyun oynayan,
resim yapan, çalgı çalan çocuk dikkatini o derece işine vermiştir ki
bazen yanına geleni bile fark edemez.
Herhangi
bir uyarıcıya odaklanan çocuğu rahatsız etmeme: Çocuk bir şeye odaklanmışsa
ve odaklandığı şey zararlı değilse, olabildiğince çocuk engellenmemeli Ör. Oyun
oynayan çocukla ikide bir konuşmak, onun dikkatinin dağılmasına neden olacaktır.
Bu hatanın sürekli tekrarlanmasıyla çocukta, dikkat dağınıklığı giderek
pekişecektir. Çünkü beyine olumlu, olumsuz ne verilirse; beyin onu kabulleniyor,
zamanla alışkanlık haline getiriyor.
Çocuğu dikkatsizliği
nedeniyle eleştirmekten uzak durma: Özellikle okul öncesi çocukların dikkat
süreleri oldukça kısa ve kendileri genellikle dalgındırlar. Evde ve okulda
çocukların dikkatsizliği veya dikkat dağınıklığı nedeniyle yapılan
eleştiriler, çocuğun ‘eksikliği’
kabullenmesine, dikkatinin daha fazla dağılmasına neden olabilir. Yapılan ağır
baskı ve azarlamalar da onun dikkatini ve duygularını olumsuz yönde
etkileyebilir.
Ağır
baskı ve azarlamalar: Çocuğun ruhsal yönden yaralanmasına neden olur. Yoğun
duygular yaşayan çocuğun dikkatinde de –yoğun duygular yaşadığı sürece-
gerileme ve dağılmalar olabilir.
Not: dikkatle ilgili okulda
uygulanan yöntemler aileler için de geçerlidir
OKULDA DİKKAT EĞİTİMİ
Sınıf yönetiminin en önemli yönlerinden
birinin, “öğrencinin dikkatini derse yönlendirmek” olduğunu söyleyebiliriz.
Derse yönlenen öğrencinin yaramazlık yapmaya zamanı kalmayacaktır. Çocuklar
dikkatli bir şekilde derse katılırlarsa sınıf yönetimi kolaylaşır, sınıfta
verimlilik artar.
Ülkemizde uygulanan “bilişsel eğitim”
çerçevesinde sınıfta dikkatin altyapısını oluşturmak ve böyle bir sınıfta
öğrencilerin dikkatlerini ders boyunca canlı tutmak için neler yapabileceğimizi
inceleyelim.
Sınıfta Dikkat Ortamını Nasıl Oluşturabiliriz?
Sınıfta Dikkatin altyapısını oluştururken
ailede uygulanan yöntemlerin okulda da geçerliliğini hatırlayalım Bunları
kısaca dile getirdikten sonra diğer yöntemlere geçelim.
Ailede
uygulanan yöntemler: Çocuğun dikkatini geliştirebilmek için: Çocuğa zengin
uyarıcılar sunulmalı; ona sorumluluk verilip çeşitli etkinliklere yöneltilmeli.
Çocuğu dikkatsizliği nedeniyle eleştirmekten uzak durulmalı; ağır baskı ve
azarlamalardan kaçınılmalı. Çocuğun dikkatinin dağılmasına yol açan nedenler ortadan
kaldırılmalı.
Öğrencilere
nasıl dikkat edecekleri ve dikkatlerini canlı tutmak için çaba göstermeleri
gereği Öğretilmeli. Bu konu ders programlarında yer almadığı için
genellikle öğretilmiyor. Öğrenciler derse odaklamayı deneme-yanılma yöntemi ile
zaman geçtikçe öğrenebiliyorlar. Dikkat etme; basit, herkesçe bilinen bir konu
gibi görünse de özellikle ilkokul ve okul öncesi çocuklar, “nasıl dikkat
edeceklerini ve dikkatlerini nasıl sürdüreceklerini” bilmezler.
“Haydi dikkat edin, beni iyi dinleyin”
denip derse başlanınca öğrenciler, dersin sadece ilgi çekici yönlerine dikkat
edeceklerdir. Oysa nasıl dikkat edeceğini
bilen ve güdülenen öğrenci, dersten bir kazanım elde etmek amacıyla, dersin sadece ilgi çekici yönlerine değil,
tüm derse dikkatle katılarak dersten önemli bir verim elde edecektir. Bu konuda
şunlar yapılabilir:
Öncelikle
öğrenciler isteklendirilir. Onlara “derse dikkat etmenin önemi” açıklanır.
Okula geliş amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için, dersi dikkatle izlemeleri
gerektiği anlatılır. Bu eylemin öğrenci olarak görevleri olduğu ve derse
dikkatle katılınca okul ve sonraki yaşamlarında başarılı olacakları belirtilir.
Sonrasında derse nasıl odaklanacakları öğretilir. Şöyle
ki:
“Şimdi yapacağımız çalışmalara (dinleme,
gözleme, izleme, okuma, yazma, yapma
vb.) gözünüzle, kulağınızla tüm duyularınızla katılacaksınız; beyninizin
tamamını bu işe yönelteceksiniz. Zihninizden Başka hiçbir şey geçirmeden burada
duyduklarınızı, gördüklerinizi aklınızda tutacaksınız. Bu konuda tüm
varlığınızla çaba göstereceksiniz.” denip çeşitli uygulamalar gerçekleştirilir.
Çocuklara, dikkatlerini sürdürebilmeleri,
dolayısıyla başarılı olabilmeleri için; kendilerinin çaba göstermeleri gereği
vurgulanır.
Sınıf
ortamı öğrencilerin dikkatlerini dağıtmamalı. Sevgi, saygı ve güvene dayalı
ilişkilerin olduğu, korku ve endişenin yer almadığı bir ders ortamında;
öğrenciler, dikkatlerini toparlamakta zorlanmayacaklardır.
Derste, öğrencilerin birbirleriyle
şakalaşması, yaramazlık yapmaları durumunda yani disiplinsiz bir sınıf
ortamında ise, öğrencilerin dikkatlerini canlı tutmaları oldukça zordur. Öğretmenin
de dikkatinin dağılacağı böyle bir ortamda, istenilen verimin elde
edilemeyeceği açıktır. Bu duruma düşmemek için,
iyi bir sınıf yönetiminin yanında öğrencilerin dikkatlerini canlı tutmak
büyük önem taşır.
Sınıfta öğrencilerin oturuş şekilleri ve
sınıftaki eşyaların yerleşim biçimleri de öğrencinin dikkatini olumlu ya da
olumsuz yönden etkileyecektir.
Dersler
anlaşılır olmalı: Birey, olguları anlamak için istemli dikkatini kullanır.
Buna rağmen olanlardan bir şey anlamazsa giderek dikkati dağılmaya başlar. Bu
bakımdan öğretmenin derste kullandığı anlatım dili ve yapılacak diğer
etkinlikler çocukların seviyesinde olmalı. Çünkü onlar, anlayamadıkları ve
yapamadıkları şeylere dikkatlerini vermekte zorlanırlar. Anlamadıkları derse karşı da zamanla olumsuz tutum geliştirirler.
Dikkat
konusunda bireysel farklılıklar göz ardı edilmemeli. Öğrencilerin yaşları
ve bireysel farklılıkları nedeniyle onların dikkat süreleri, dikkat şiddetleri birbirlerinden farklıdır.
Birinin dikkatini çeken uyarıcı diğerinin dikkatini çekmeyebilir. Sınıfta
dikkati zayıf öğrencilerin,
dikkatlerinin çekilebilmesi için gerekli çalışmalara yer verilmeli.
Öğrencilerde dikkat
dağınıklığına neden olabilecek etkenler ortadan kaldırılmalı. Bir önceki
yazıda belirtilen, bireyi dikkat dağınıklığına sürükleyen; kişinin yoğun
duygular yaşaması, uykusuzluk, zihinsel yorgunluk, eğitimsiz dikkat, yetersiz
ve dengesiz beslenme gibi onun dikkatini ve dolayısıyla başarısını etkileyen olumsuz
etkenlerin en aza indirilmesi için aile ve okul olarak çaba
gösterilmeli.
Öğrencilerin Dikkatlerini Güçlendirme
Öğrencilerin dikkat seviyelerini artırmak için
öğrencilere öncelikle güçlü uyaranlar sunulmalı. Öğrencilerin dikkatlerini
çeken ve çok sayıda duyuya hitap eden kitap, görsel ve işitsel araçlardan
yararlanılmalı. Gözlem inceleme ve
deneylere yer verilmeli. Özellikle kendileri bir şeyler yapmalı. Onlarla
dikkat oyunları oynanmalı ve çeşitli dikkat egzersizleri yaptırılmalı. Böylece
odaklanmaya yavaş yavaş başlayan çocuk giderek dikkat süresini ve yoğunluğunu
artıracaktır. Çünkü beyin, çalıştığı alanda gelişiyor, güçleniyor.
Bir Derste Öğrencilerin Dikkatlerini
Nasıl Canlı Tutabiliriz?
Ülkemizde uygulanan bilişsel eğitimde, öğretimin
ve sınıf yönetiminin temeli, derslerde öğrencilerin dikkatlerini canlı
tutabilmektir.
Sınıfta dikkatle ilgili bir altyapının
nasıl oluşturulabileceğini önceden irdeledik. Bu altyapıya dayalı olarak sadece
bir derste, öğrencilerin dikkatlerinin ders boyunca toparlanabilmesi için,
aşağıdaki çalışmalara yer verilebilir:
Öğrencileri
isteklendirme (güdüleme): Öğrenciler selamlanıyor. “Bugün sizi iyi
görüyorum” vs. söylenerek öğrenciler rahatlatılıyor. Hangi konunun işleneceği,
derse dikkatle katılmaları halinde ne gibi kazançlar elde edecekleri vb.
açıklanıyor. Böylece neyin işleneceğini,
bundan ne gibi yarar sağlayacağını
bilen öğrenciler, derse daha dikkatle ve etkin olarak katılıyorlar. O derste ne
işleneceğini bilmeyen ve güdülenmeyen öğrenci, istemli dikkatini kullanamıyor;
ilginç bulduğu kısımlara kendiliğinden dikkat edebiliyor.
Öğrencileri
meraklandırma: İnsanlarda öğrenme merakı doğuştan vardır. Onlar merak
ettiklerini öğrenmek için iradi (istemli) dikkatlerini uzun süreli
kullanabilirler. Ör. TV’ ler, altyazıdaki bir soruyla insanları meraklandırıp
onları saatlerce TV başında tutabiliyor. Merak
duygusu harekete geçirilince öğrencilerin dikkati daha iyi toparlanıyor, olumlu
sonuçlar alınıyor.
Derse başlamadan önce, öğrenciler
meraklandırılırsa ders boyu dikkatlerini sürdürüp çalışmalara katılacaklardır.
Bununla ilgili olarak:
a) Televizyonların
altyazılarında sorulduğu gibi dersle ilgili merak uyandıran, ilginç sorular
sorulup tahtaya yazılabilir.
b) Çeşitli sorular sorularak, konu ile ilgili basit tartışmalar yaptırılıp
sonuç muallâkta bırakılabilir.
c) Deneyin,
olgunun, bilginin devamını ve sonucunu kestirme veya konu ile ilgili “Ne dersiniz?”
şeklinde görüşleri alınarak zihinlerinde bir soru işareti bırakılılabilir.
Böylece Öğrenciler zihinlerinde oluşan bu soru işaretlerinin karşılığını bulmak
için tüm dikkatleriyle derse katılacaklardır.
Farklı
derslerde farklı etkinliklere yer verme: Bir işi yapmak için ona odaklanmak
gerekir. Oyun, spor, resim, iş, müzik, dramatizasyon,
proje ve küme çalışmaları gibi farklı uygulama ve anlatım teknikleri;
öğrencinin dikkatini toplayıp geliştirdiği gibi öğrencilerin bu konudaki
yeteneklerinin gelişimine de katkı sağlar. Derslerde, program doğrultusundaki
bu etkinliklere diğer uygulama etkinliklerine yer verilmeli.
Aynı
derste farklı etkinliklere yer verme: Sürekli aynı etkinlikle uğraşmak
çocukları sıkar, bunaltır. Özellikle ilkokul öğrencilerinin dikkat sürelerinin
kısa olduğu (15-30 dakika) göz önüne alınırsa bir ders boyunca aynı çalışma
yapıldığında; öğrencilerin dikkatlerinin dağılacağı, verimin giderek düşeceği
aşikârdır. Böyle bir durumla karşılaşan öğretmen ya metodunu değiştirecek; ya
da konuyu dağıtmadan konu ile ilgili farklı etkinliklere yer verecektir.
Öğrenciler bu yeni etkinliğe –fazla sürmediği sürece- dikkatlerini yeniden
yönlendirebileceklerdir. Etkinlik değiştikçe öğrencilerin dikkatleri
tazelenecek, öğrenciler dersten usanmayacaklardır.
Bu aşamada; okuma, anlatma, anlattırma,
not tutturma, deney, gözlem, dramatizasyon, problem çözme, test çözme,
alıştırma, soru-yanıt, konu tekrarı gibi etkinliklere yer verilebilir; onlara
farklı şeyler yaptırılabilir.
Öğretmenin farklı tavırları
ve dersleri ilginç hale getirmesi: Değişiklikler ve farklılıklar her zaman
dikkat çeker. Öğretmenin arada bir
yapacağı ses tonu değişikliği, farklı hareketleri, ara sıra öğrencilerin yüzüne
bakması; onlarla ilgilenmesi, şakalaşması; fıkra, anı vb. anlatarak ve
derslerde zengin uyarıcılar sunarak dersleri ilginçleştirmesi; öğrencilerin
dikkatlerinin çekilmesine neden olur. Burada, şakalaşma, fıkra ve anı anlatımında dikkatli olunmalı.
Zira yeni uyarıcılar, öğrencilerde benzer anıların hatırlanmasına neden olur.
Bunları birbirlerine anlatırken sınıfta uğultu ve disiplinsizlik oluşabilir. Bu
durumda hemen derse geçilmeli, yeni uyaranlarla öğrencilerin dikkatleri
çekilmeli.
Çocuğun
ilgi ve gereksinimlerine hitap: İnsanlar ilgi ve gereksinimlerini
karşılayan konuşma ya da çalışmalara kolaylıkla dikkat ederler. Ör. Bir bilgisayar
oyunu, çocuğun ilgilerine hitap ettiği için onu saatlerce bilgisayar başında
tutabilmektedir. Dersin başlangıcında öğrencilere: “… Konusunu öğrenmek ister
misiniz?” diye sorulup derse katılmakla hangi gereksinimlerinin karşılanacağı
açıklanır.
Dersler ve ders programları olabildiğince
öğrencilerin ilgi ve gereksinimlerine uygun olmalı, onların gereksinimlerini
karşılayıp onları doyurmalı.
Çocukların Dikkatlerinin Dağıldığı
Nasıl Anlaşılır?
Derse dikkatle katılan öğrencinin bir
süre sonra giderek dikkati dağılmaya başlar.
Derste bir öğrencinin dikkatinin dağılıp
dağılmadığı onun vücut dilinden anlaşılabilir:
Dersini
dikkatle dinleyen öğrenci, yapılan çalışmalara etkin katılır, öğretmene bakar.
Gözü kulağı yapılan çalışmadadır. Bazen konuşmalara katılır; söylenenlere
başıyla, gözüyle onay verir. Kendi iş yapıyorsa tüm duyularıyla işiyle ilgileniyor
başka şeyler düşünmüyor. Öğrenci her yönüyle aktif. Derse katıldığı, vücut dilinden belli oluyor.
Dikkati dağılan çocuk ise, biraz pasif
görünüyor. Çalışmaya değil başka yerlere bakıyor veya birileriyle konuşuyor.
Zihni başka şeylerle oyalandığı için dalgın görünümlü.
Bazen de ders izliyormuş gibi görünüp
dersi izlemeyen öğrenciler vardır. Bunlar, çoğunlukla çekingen yapılı
çocuklardır. Sessiz ve dalgındırlar. Öğretmen böyle çocuklarla özel olarak
ilgilenmeli, dikkatleri çekilip yüreklendirilmeli. Çocuğun dikkatini dağıtan
etmenler gözden geçirilerek ortadan kaldırılmalı.
İki bölümde dile getirilen “Dikkat”
konusunu bütünüyle ele aldığınız oranda, işlerinizin kolaylaşacağını umarım.
Teşekkürler, hoşça kalın.