23 Mart 2024 Cumartesi

DUYGU KONTROLÜ İLE İLGİLİ ÖN AÇIKLAMALAR


Yaşamımızda duygu oluşturabilecek sınırsız olaylarla karşılaşıyoruz. Sabahtan akşama kadar farklı duygudurum dalgalanmalarını yaşıyoruz. Bunlar hayatın akışından kaynaklanan olağan durumlardır.

Duygularımıza hükmedebilmek için bilinçli veya bilinçdışı olarak bazı  yöntemleri uyguluyoruz; hatta çocuklarımıza öğretiyor, yakınlarımıza salık veriyoruz

Bu yazımızda duygu kontrol yöntemlerinin uygulanması ile ilgili bazı ön açıklamalara yer vereceğiz. Sonraki yazımızda duygularla ilgili karışık bilgilere, devamında ise bazı duygu kontrol yöntemlerine göz atacağız. Olaylara bazen hoşgörüyle yaklaşırken; bazen onunla yüzleşmek,  bazen de olayın üzerine varmak yani onunla savaşmak gerekebilir.

Yöntemlerin tespitinde çoğunlukla dıştan gelen uyarıcılar dikkate alınmıştır.

Yazılarımızda kendi tespitlerimizin dışında uzman görüşlerine de yer vereceğiz.

***

YÖNTEMLER UYGULANIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? 

YÖNTEMLER OLAY VE KİŞİLERE GÖRE DEĞİŞEBİLİR

Duyguların artı ve eksi yönleri olduğu için bir birey için yararlı olabilecek yöntem, bir başkası için yararlı olmayabilir. Örneğin coşkulu  birisi için yararlı olabilecek bir yöntem üzgün birisi için zararlı olabilir.

Her birimizi etkileyen sorunlar birbirinden farklı olacaktır. Çözüm için uygulanacak tekniklerin de değişik olması beklenir. Uygulayacağımız yöntemler kişiye ve problemin çözümüne uygun olmalı.

BEYNİN ALIŞMASI ZAMAN ALABİLİR

Zihnimizin yeni duruma ayak uydurması, biraz zaman alabilir. Tekniği uygulamaya belirli bir süre ayrılmalı, uygulamadan hemen vazgeçilmemeli.

DUYGU DENETİMİNDE AŞIRIYA KAÇMA

Açıklanacak yöntemlerin  yeterince, kararınca, zamanında, bilinçli bir şekilde ve kişiye göre uygulanması yararlıdır. KİŞİNİN DUYGULARINI DENETLEMEYE KENDİNİ AŞIRI ZORLAMASI, herhangi bir yöntemin uygulanmasında aşırıya kaçılması önerilmemektedir. Söz gelimi, belirli bir süre okuma, uyuma gibi eylemler, kişiyi rahatlatır. Ancak içindeki olumsuz duygudan kaçınmak için kişinin aşırı okuması, aşırı uyuması uzmanlara göre sağlıklı bir yöntem değildir.

OLUMSUZ YÖNTEMLER

Acı, üzüntü yaratan durumu görmezden gelme, toplumdan uzaklaşma, aşırı uyuma; uyuşturucu, sigara, TV, bilgisayar, cep telefonu bağımlılığı gibi yöntemlerle kendini duyarsızlaştırma ve kaçınma gibi yöntemler uzmanlarca benimsenmemektedir.

UZMANINDAN YARARLANMA

Baş edemediğimiz durumlarda sorunumuzu çözmek için hastane, emniyet, adliye, danışmanlık hizmeti veren kurum ve kuruluşlar bize yardım için hazırdırlar. Gerektiğinde çekinmeden onlardan yaralanabiliriz.  

Yazılar teşhis ve tedavi amaçlı değil, bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaştığımızda çözüm merciimiz sağlık kuruluşları olmalıdır.

Kalın; mutlulukla, sağlıkla…

Dursun BİLGİN

 

 

 

 

 

 

 

9 Mart 2024 Cumartesi

NEŞELİ OLMANIN SINIRLARI

 

Önceki yazımızda neşeli olmanın yararlarından söz etmiştik. Neşeli olmak güzel, ama herkes, her an, neşeli olabilir mi? Neşeli olmanın bir sınırı, yeri ve zamanı var mıdır?

HERKES, HER AN, NEŞELİ OLABİLİR Mİ?

Yaşadığımız olaylar gelip geçici olduğu gibi bu olaylara koşut olarak yaşadığımız duygularımız- bu arada neşe duygusu da- gelip geçici bir duygudur. Neşeli olmamız, salık verilmesine karşın herkesin her an neşeli olması beklenemez.

NEŞELİ OLMANIN DA BİR SINIRI  VARDIR

Yine diğer duygularımız gibi neşeli olmamızın da bir alt ve üst sınırı vardır. Belirli ölçülerde neşeli olmak, vücudumuza yararlıdır, ancak aşırı ve uzun süren neşeliliğe vücudumuz dayanamıyor. Yaşadıkları ani ve aşırı sevinç nedeniyle fenalık geçirenlere rastlanmaktadır. Uzun süren aşırı neşelilik ve taşkınlık
durumu tıbben hastalık olarak kabul ediliyor.

NEŞELİ OLMANIN YERİ VE ZAMANI VARDIR 

Neşeli olmanın yeri ve zamanı da önemlidir. Ör. Bir kişinin düğünde neşeli olması normalken, yakınının cenazesinde veya sokakta aşırı neşeli olması, kabul edilemez bir durumdur.

Benzer biçimde bireyin bulunduğu durumla bağdaşacak şekilde sevinecek yerde sevinmesi doğal olduğu gibi; üzülecek yerde üzülmesi, öfkelenecek yerde öfkelenmesi de gayet doğaldır.

(Geniş açıklamalar: Duygular Ne Kadar Yaşanmalı? Hangi Durumlarda Duygulardan Zarar Görebiliriz? Başlıklı yazılarda..)

FAZLA NEŞELİ MİZACA SAHİP DEĞİLİM

İnsanın mizacı, yani o kişinin neşeli, durgun, yardımsever, kuşkucu, kıskanç olması vb. huyları doğuştan belirlenmiştir. Kişinin mizacı çevresel etkenlerle şekillenip değişir, onun eşsiz kişiliği oluşur.

Beyin sürüncemede kalanları değil, yerli yerine oturmuş düşünceleri ve oluşumları sever. Kişinin yaradılışı neşeli değilse, ya da çevresel etkenlerle ömrü boyunca bir kez gülmemişse ancak halinden memnunsa, beyin için bir sorun oluşturmaz. Beyin o duruma alışkındır. Fazla uç noktalarda olmadığı sürece dengeleme becerisiyle çözüm bulmuş sorun olmaktan çıkarmıştır.

Gülme eylemi bazı (özellikle eski) kültürlerde hoş karşılanmaz. Çevremizde de gülme karşıtı kişilere rastlayabiliriz.

Neşeli bir mizaca sahip olmayan insanlar da neşeli insanlar gibi normal yaşamlarını sürdürebiliyor. Gülmeseler de diğer duyguları yaşadıkları gibi neşe duygusunu da kendilerince yaşıyorlar. Ör. Bir işte başarılı olduklarında içten haz duyuyorlar.

(Duygu sağırlığı olan kişiler duyguyu tecrübe etmekte zorlanırlar.)

Neşeli olabilmek için, kişinin bu konuda  kendini zorlamasına gerek yoktur.

Duygulanım bozukluklarında uzman yardımına gereksinim duyulabilir.

POZİTİF OLMANIN KÖTÜ YANLARI VAR MI?

Uzmanına kulak verelim:

“Bazıları (pozitif düşünenlerin)tam tersi şekilde hissederken devamlı olarak pozitif olmaya çalışmanın gerçekten nasıl hissettiğimizi reddetmek olduğunu söylüyorlar ve bunun da potansiyel olarak belli duygulardan uzak kalmaya sebep olacağı söyleniyor.

Pozitifliği uygulamanın hedefi bazen üzgün, kızgın, sinirli ve hayal kırıklığına uğramış olabileceğinizi reddetmek değil; bunun yerine onları ilk olarak kabul etmek ve sonrasında geçici olduklarını anlamak önemli. Her zaman işlerin nasıl gideceğini veya şartları kontrol edemezsiniz. Ancak bu deneyimlerden en iyi öğrenmeyi elde etmeye çalışabilir ve her şey mükemmel olmasa da minnettar olacak bir şey bulabilirsiniz.” ( Ayşe Tolga, ayşetolga.com)

Kendimizi aşırı zorlamadan yapabileceğimiz küçücük çabalar ve küçücük düşünce değişiklikleri ile kendimizde iyileştirmeler yapabilir, daha mutlu ve sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralayabiliriz. Küçük gayretlerden sonra zaten beynimiz otomatikleşecektir.

DUYGULARIMIZA HÜKMETMEK” sonraki yazılarda…

Şen ve esen kalınız!

Dursun BİLGİN

 

2 Mart 2024 Cumartesi

NEŞELİ OLMANIN YARARLARI



Neşeli olma hali, insanın kendini mutlu hissettiğinin bir göstergesidir. Gülmek, hoş şeyler konuşmak, pozitif olmak neşeli olma halidir. (internet, Dünya Değişim Akademisi) Yazımda kendini genel olarak iyi hisseden,  daha doğrusu normal bir duyguduruma sahip insanları “neşeli”olarak kastedeceğim.

Neşeli olmak ruh ve beden sağlığımızın en temel koşullarındandır. Çünkü:

HOŞNUT OLDUĞUMUZDA VCÜCUDUMUZDAKİ ORGAN VE SİSTEMLER DAHA VERİMLİ ÇALIŞIRLAR

 Organlarımız, beyinden aldıkları sinyallere göre işlevlerini sürdürürler. Neşeli olduğumuzda, beynimiz tarafından organlara gönderilen olumlu sinyallerle, organ ve sistemlerimiz daha düzgün ve verimli çalışarak sağlığımıza katkıda bulunurlar.

NEŞELİ, POZİTİF OLMAK KİŞİYİ BAŞARIYA GÖTÜRÜR

Neşeli insanların beyin ve diğer organları daha verimli çalışacağı için yaptıkları işlerde başarı olasılıkları yükselir. Zihnimizdeki bir olumlu duygu, diğer olumlu duygularımızı tetikler. Neşeli olduğumuzda zihnimiz daha doğru tahminler yapar.  Birey İşine daha iyi odaklanır, iş yapma isteği artar. Sonuçta başarıya giden kapı aralanır. Ör.  Bir yarışmaya katılan bir sporcunun neşesi yerindeyse morali de yüksek olur; kasları, kalbi vb. daha iyi performans gösterir; yarışmadaki başarı şansı da yükselir.

Neşesi yerinde olan kişiler; okulda, iş yaşamlarında ve toplumsal yaşamda daha iyi sonuçlar elde ederler.

NEŞELİ VE POZİTİF DÜŞÜNEN İNSANLARIN ARKADAŞLARI DAHA FAZLA OLUR

Kişinin pozitifliği veya negatifliği karşısındakilerini etkileyebilir. Olumlu düşüncelere sahip neşeli insanların arkadaşları doğal olarak daha fazla olacaktır. Kişiler, kendilerini strese sürükleyen insanlardan uzak durma eğilimindedirler. Neşeli insanlarla zaman geçirmek, bireyin vücut bütçesini, sonuçta kişinin sağlığını olumlu yönde etkileyecektir.

STRES HASTALIKLARI TETİKLERKEN; NEŞELİ, GÜLEN KİŞİLERDE HASTALIKLAR HAFİFLEYEBİLİYOR

Olumsuz duygular yerine cesaret, sevinç, sevgi, huzur, güven, umut vb. olumlu duygular; abartılmadan yaşandığında vücutta olumsuz değişimlerin değişimlerin tersi oluşur. İyi hissedildiğinde, zihinsel  tahminler daha doğru yapılacak, vücutta gereksiz kaynak tüketimi azalacak, vücut bütçesinde ve inflamasyonda daha dengeli değişimler oluşacak, hastalıklarda iyileşme yönünde belirtiler gözlenecektir. 

Olumlu hava ve bu ortamda vücutta oluşan olumlu hormonlar hastalıklara karşı ilaç etkisi oluşturabiliyor. Vücut daha normal çalışıyor. Kan testi sonuçları daha dengeli oluyor. Tansiyon, şeker, kalp-damar, zihinsel sorunlar vb. olumsuzluklarda düzelme eğilimi gözleniyor.

 Gülmek ve neşeli olmak; ferdi rahatlatıp gevşetir, bağışıklık sistemini güçlendirir, diğer vücut fonksiyonlarına olumlu etki yapar, onu hastalıklara karşı daha dayanıklı hale getirir.

OLUMSUZ DÜŞÜNCELER ZİHNİN GÖREV YAPMASINI ENGELLER

Kötümser zihin hali; kişinin duygudurumunu, dikkatini, motivasyonunu, başkaları ile ilişkilerini etkiler.

Olumsuz duyguların etkisi altındayken birey sağlıklı kararlar almakta zorlanabilir.

OLUMLU DÜŞÜNENLERİN ÖZGÜVENLERİ DAHA YÜKSEKTİR, KENDİLERİNİ ŞANSLI HİSSEDERLER

Olumlu düşünme, kişinin algılama biçimini de değiştirebiliyor. Kişi olumsuz olayları biraz daha olumlu pencereden görebiliyor. Kişi daha sağlıklı düşünebildiği için olumlu düşünme, yeni olumlu oluşumları beraberinde getiriyor. Kişinin kendine güveni artıyor, kendini daha şanslı hissediyor.

NEŞELİ İNSANLAR DAHA UZUN YAŞAR VE DAHA GENÇ KALIRLAR

Bir okul şarkısında ne diyor? “Neşeli ol ki genç kalasın, bu dünyadan da zevk alasın!”  Olumlu duygular  vücutta olumlu değişimlere neden oluyor, vücudu yıpratmıyor, şarkıda belirtildiği gibi neşeli insanlar daha uzun yaşayıp daha genç kalabiliyorlar.

 İnternete “Mutlu insanlar daha mı uzun yaşıyor?” diye sordum. Aldığım yanıt: 7,5- 10 yıl daha uzun yaşıyor. (services. Tubitak) Değişik araştırmalar da var.

SONSÖZ: Biraz da bardağın dolu tarafına odaklanabilirsek, orada içimizi ısıtacak çok şey bulabiliriz.

Herkes, her an, neşeli olabilir mi? “NEŞELİ OLMANINSINIRLARI” sonraki yazımızda…

Şen ve esen kalınız!

Dursun BİLGİN