6 Mayıs 2023 Cumartesi

DUYGULAR NE KADAR YAŞANMALI?


Duyguları yaşamak gerekir mi? Duygular ne kadar yaşanmalı? Normal duygudurumun ölçütü nedir? Hangi durumlarda duygulanımda bir bozukluktan söz edilebilir? Bu yazıda…

Yazımıza Şavşat’ta eskiden söylenen bir öykücükle başlayalım.

Ali yaylada ücretli bekçidir. Bir gece dışarıda gezinirken çıkan soğuğa dayanamayıp donarak ölür. Hanımı Ayşe, köyde pilekide ekmek pişirmektedir. Köylüler eşine aniden haber vermenin onu çok üzeceğini düşünerek ölüm haberini alıştıra alıştıra vermeyi planlamaktadırlar. Köylülerden birisi:

 “Ayşe Hanım, eşin yaylada soğuğa dayanamayarak bayılmış, şimdi getiriyorlarmış.” Ayşe:

 “Vay toprak başına, ben burada sıcaktan yanıyorum, o dağda üşüyormuş sanki!..”

 ***

Birey, doğal yaşamında çeşitli uyaranlarla karşılaşır. Bu uyarıcıların bazıları duygusal yönümüzü etkiler; bazıları kısmen etkiler; bazı uyarıcılardan da etkilenmeyiz. Kişinin içinde bulunduğu duruma uygun olarak duygusal dalgalanmalar, duygusal değişiklikler yaşaması normal, hatta gereklidir ve yararlıdır.  

Yaşanan duyguların ani, şiddetli ve uzun süreli olanı ve kişi tarafından abartılmış olanları bazı kişileri olumsuz yönde etkileyebilir.

Yukarıdaki örnek olayda, köylülerin ölüm haberini eşine aniden değil de alıştıra alıştıra vermelerinin güzel bir hareket olduğunu düşünüyorum. Hemen her yerde ölüm haberini verirken böyle bir tutumun sergilendiğini sanıyorum.

Durumu öğrenen Ayşe Hanım’ın; “olayın yaşamın doğal akışının kaçınılmaz bir sonucu olduğunu, vb.” düşünerek aşırıya kaçmadan üzülmesi, ağlaması; belli bir süre sonra üzüntüsünü azaltarak doğal yaşamına dönmesi, normal bir duygulanım sürecidir.

“Her şeyimi kaybettim, benim halim ne olacak?” vb. şeklinde düşünerek, kişinin aşırı üzülmesi, baygınlıkların başlaması, sürmesi, üzüntüsünü uzunca bir süre üzerinden atamaması ya da örnek olaydaki gibi eşinin ölümünün hiç umursanmaması durumunda; ölçüsü değişmekle birlikte duygulanımda bir bozukluk belirtisinden söz edilebilir.

DUYGULANIMDA BOZUKLUK

 “Neşe, üzüntü, öfke korku, utanç şaşkınlık, iğrenme doğal duygulardır. Ancak, bunlar uzun süre aşırılaştığında duygudurumda üzüntü, öfke ya da neşe türünde bir artıştan söz edilir ve duygudurum bozukluğu düşünülebilir. Ortada belirgin bir neden yokken ya da bilinçdışı nedenlerle ağır ve uzun süreli üzüntüye, öfkeye kapılmak ve coşku içinde olmak normal sayılamaz…

Bazen gerçekten üzülecek, öfkelenecek, sevinilecek bir durumda kişi bu durumla bağdaşmayacak derecede aşırı, dengesiz kimi zaman da uygun olmayan tepkiler gösterebilir ya da tümden tepkisiz olabilir. Bunlar da duygulanımda bozukluk belirtisidir.” [1 s.262]

NORMAL DUYGUDURUM

“Duygudurum, kişinin kendini nasıl hissettiği sorusunun yanıtını yansıtır. Bireyin bir süre rahat, tedirgin, taşkın, Çökkün vb. bir duygulanım içinde bulunuşudur.

Normal duygudurum: Belirli sınırlar içerisinde dalgalanmalar gösteren, fakat kişinin kendisine ya da yakınlarının gözlemlerine göre aşırılığı olmayan bir duygusal durumdur. Normal duygudurumda kişi kendisini iyi hissetmektedir; öfke, sevinç, üzüntüsü olabilir, fakat bunlarda ne kendisince, ne de dışarıdan gözlemle aşırılık yoktur ve çevredeki koşullara uygun bir süresi vardır.” [1, s.263]

SÖZÜN ÖZÜ

Duyguların yerinde, zamanında, kararında yaşanması doğal, gerekli ve sağlıklı bir durumdur.

Hangi durumlarda Duygulardan Zarar Görebiliriz? Sonraki yazıda...

Kalın; sağlıkla, mutlulukla… 06/05/2023

Dursun BİLGİN

Alıntılar: Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, M, Orhan Öztürk, N, Aylin Uluşahin, 2016