Öğrencilerin
okumalarında çeşitli hatalar olabilir. Öğretmen öğrenciyi okutturup ne gibi
yanlışlar yaptığını tespit etmeli, ona göre önlemler alıp çözümler üretmeli.
Biz bunlardan
yavaş okuyan öğrencilerin, okumasını hızlandırabilmek için ne gibi çalışmalar
yapabileceğimizi gözden geçirmeye çalışacağız. Bu konuda önlemler, ne kadar
erkenden ele alınıp çalışmalara ne kadar erken başlanırsa çalışmalardan o
ölçüde verimli sonuçlar alınır. Çocukların hatalarını uzun süre yapıp hataya
alışmamaları önemlidir.
Çocuğun yavaş okumasının nedenleri: Her
çocuk farklı bir yapıya sahip olduğu için, okuma düzeyleri de birbirinden
farklıdır. Hepsinden aynı düzeyde başarı beklenemez. Algılama güçlüğü, dikkati
okunan metne yoğunlaştıramama, konuşma bozukluğu, çocuğun sahip olduğu kelime
hazinesinin azlığı gibi etkenler çocuğun okumasını olumsuz olarak etkiler.
Okutulan
metinlerin, çocuğun seviyesinin üzerinde olması, ilgi ve gereksinimlerine hitap
etmemesi çocukta algılama ve dikkat sorunlarına neden olabilir.
Yavaş okuyan
öğrencilerin, önceki başarısızlıkları nedeniyle okumaya karşı geliştirdikleri
duygusal dirençleri vardır.
Çocuğun gözü, harf ve heceleri görmeye fazlaca
yönlendirilmiş olabilir. Çocuğun görme açısı daraldığından çocuk sözcük ve
sözcük kümelerini göremiyor. (bkz. 1.Sınıfta Çocuğun Hızlı Okuyabilmesi İçin
Aile ve Okul Olarak Neler Yapılmalı?)
Sözcükler, kalıp
olarak çocuğun zihninde yer etmemiştir. Çocuk gördüğü sözcüğü tanımadığı için tümüyle söyleyemiyor; hece hece okumak zorunda kalıyor. Hızlı
okuyabilmek için bazen de harf, hece,
sözcük uydurmak ya da atlamak zorunda kalıyor. Bu da yanlış okuma ve geri
dönmelerle sonuçlanıyor.
Çocuğun zekâsı normal olabilir; ancak yapısal
bir sorun nedeniyle okuma yazmada yetersiz kalabilir. Ör: disleksi. Bu konu
incelememizin dışındadır.
Çocuğu, “Hızlı oku.” diye sıkıştırmadan, yapacağımız
teşvik ve çalışmalarla onun okumasını hızlandırabiliriz.
Öğrenciyi Ruhsal Yönden Hızlı Okumaya
Hazırlama
Öğrenci, yavaş
okuduğu için yaşadığı olumsuz yaşantılar nedeniyle, zihninde okumaya karşı olumsuz
bir şema oluşmuş olabilir. Okumaya karşı özgüveni azalmıştır. Dikkatini
toplayamıyor, canı okumak istemiyor, bir an önce bu işten kurtulmak istiyor, olabilir.
Öğretmenle
birlikte çalışılarak okumasının hızlanacağı, bu başarısının diğer derslerine
katkısı olacağı, çalışmalardan zevk alacağı ve hızlı okumanın diğer yararları,
öğrenciye anlatılmalı. Öğrenci cesaretlendirilmeli. Ailesinin ve diğer
öğrencilerin onu aşağılamalarına izin verilmemeli. Böyle bir durumun normal
olduğu, okumasının giderek hızlanacağı sınıfa açıklanmalı.
Yapılacak çalışmalarla,
çocuğun zihnindeki olumsuz okuma tablosu, silinip; giderek olumluya dönüşmeli.
Bireysel ve Küme Çalışmaları
Yavaş okuyan
öğrencilerle, bireysel ya da grup olarak çalışılabilir. Öğrencilere belli bir
süre sonra diğer arkadaşları ile beraber çalışmalara devam edecekleri
açıklanmalı. Olağan bir Türkçe dersi çalışmaları yapılmalı. Öğrencilerin okuma
seviyeleri, öteki öğrencileri takip edebilecekleri bir düzeye ulaştıktan sonra
aşağılarda belirtilen çalışmalar yapılarak normal sınıf çalışmalarına devam
edilebilir.
Öğrencilerin Seviyelerini Tespit ve Onların
Seviyelerine Uygun Metinlerden Okumaya Başlama
Okuma güçlüğünün
önemli nedenleri arasında, algılama güçlüğü ve dikkatin yeteri kadar okunan
metne yoğunlaştırılamama gibi etkenler yer almaktadır. Öğrencinin okuduğu metni
algılayabilmesi ve dikkatini ona yönlendirebilmesi için, ona okutulacak
metinlerin, onun anlayabileceği düzeyde basit olması ve ilgilerine hitap etmesi
gerekir.
Öğrencilerin kaçıncı sınıf düzeyinde okudukları tespit edilir. Çalışmalara o
sınıf düzeyinde metinlerin okunmasıyla başlanır. Kişiden yapamayacağı şeyi
ısrarla istemek ve yapmaya zorlamak ona işkencedir. O işten zevk alamaz, bıkar,
usanır.
İşe önce kolay
seviyelerine uygun metinlerden başlanıp sonradan daha zor ve karmaşık metinler
okutulmalı. İlk başlangıç metni olarak masal, öykü gibi olay yazıları seçilirse,
çocuk yazıyı daha kolay okuyup anlar; okuma ile ilgili zihnindeki olumsuz
düşünceler azalmaya başlar.
Okurken Dikkatini Metne Nasıl Yönelteceğini
Öğretme
Hızlı okuyamamanın nedenlerinden biri
de çocuğun okuduğu metne odaklanamamasıdır. Dikkatini tam olarak okumaya yönlendiremeyen
çocuk, sağa sola bakar; içinden başka şeyler geçirir; hızlı ve doğru okuyamaz.
Bu önemli konu programda olmasa bile zaman zaman öğrencilere hatırlatılmalı.
Çocuk, okurken
sadece yazılara bakmalı; yazıdaki bilgi ve olayları, zihninde tutup
canlandırmalı. Film izlerken nasıl başka bir şey düşünmüyorsa okurken de yazıda
anlatılanların dışında herhangi bir şey düşünmemeli. Yani gözüyle, kulağıyla ve
tüm varlığıyla sadece yazıdaki bilgi ve olayları tasarlamalı. Yöntemi öğrenip dikkatini
tüm varlığıyla yazıya yönlendiren çocuk, daha iyi görecek, anlayacak; çocuğun
gözü yazıda daha hızlı ve uzun atlamalar yapacaktır.
Dinlenmiş Anlarında Çalıştırma
Çocuğun, okuyacağı yazıya
odaklanabilmesi ve okuduğu yazıyı algılayabilmesi için onların dinlenmiş anlarında,
özellikle ilk saatlerde, usanç ve yorgunluk vermeyecek şekilde çalıştırılmalı.
Okuma Kurallarını Öğretme
Çocuğun
gözleri satırda sürekli ve hızlı ilerlemeli, daha fazla alanı görmeye gayret
etmelidir. Onlar okuduğu sözcükleri bir seferde, konuşur gibi söylemeye,
öğretmen gibi okumaya çalışmalıdırlar.
Yanlış okusalar bile, geri dönüp okudukları yazıya bakmamalıdırlar. Dik
oturulup uygun uzaklıktan, uygun ses tonuyla, parmak ve kalemle takip etmeden,
sallanmadan okumalıdırlar.
Türkçe çalışmaları bir bütün olarak ele
alınıp yürütülmeli.
Türkçe derslerinde;
okuma, anlama, anlatma, yazma, dilbilgisi çalışmaları bir bütün olarak ele
alınıp hepsine değer verilerek yürütülmeli. Bu çalışmaların her birinin hızlı
okumaya ayrı bir katkısı olduğu unutulmamalı. Anlayamayan, anlatamayan, yazamayan, konuşamayan çocuk,
hızlı da okuyamaz.
Çalışmalar çeşitlendirilmeli.
Her
gün benzer etkinliklerin yapılması, küçük çocukları, özellikle ağır öğrenen
çocukları sıkar; çalışmalara dikkatlerini yönlendiremezler. Okuma bakımından,
aşağıda belirtilen etkinliklere yer verilebilir. Öğretmenin tasarlayacağı
etkinlikler, rehber ve ders kitaplarında sözü edilen etkinlikler yerine
getirilebilir. Etkinlikler, kararında ve zamanında uygulanırsa daha etkili
olur. Uzun süre aynı çalışmaya yer verip çocuklar o çalışmadan
bıktırılmamalı.
Bu çalışmalara
yavaş okuyan öğrenciler de katılarak onların diğer öğrencilere uyumu sağlanır.
Bu da çocukların kendine güvenini artırır.
Not: Bu yazıda belirtilen çalışmalar, özellikle yavaş okuyan
öğrenciler için önerilmektedir. Normal sınıflar, programları doğrultusunda
çalışmalarını sürdürebilirler.
Bilinmeyen, Yanlış Okunan, Geri Dönülen,
Söylenemeyen Sözcükler Üzerinde Çalışma
Özellikle yavaş
okuyanları öğretmen takip eder. Telaffuz edilemeyen, yanlış okunan, geri
dönülerek tekrarlanan ve anlamı bilinmeyen sözcükleri tespit eder, bunları
tahtaya alt alta yazar. Bu sözcükleri kavratmak ve kalıp olarak belletmek için,
teker teker birkaç kez okutur ve birkaç kez yazdırır. Anlamı bilinmeyen
sözcüklerin anlamı; sözün gelişinden, sözlükten vb. yaralanılarak öğrenilir. Cümlede
kullanılır.
İstenirse metin yeniden okutularak aynı hataların ne ölçüde
azaldığı tespit edilebilir. Bu çalışma, zamanla etkisini gösterecek; sonradan
aynı sözcüklerle karşılaşan çocuk, o sözcükleri daha rahat okuyacak; geri
dönüşler, yanlış okumalar ve söyleyiş hataları azalacaktır. Çocuk telaffuzda
zorlanıyorsa sıkıştırılmaz; kimsenin gülmesine izin verilmez. İleride doğru
söyleyebileceği hatırlatılır. Aksi halde çocuk duruma dikkatini yönlendirerek kendine
mal eder, benzer hataları yeniden yapabilir.
Metinde
Sözcük ve Cümle Buldurma Yarışmaları
Çocukları
hızlı okumaya teşvik etmek için yapılır. Metin çalışmalarının başında,
uygulanabilir. Seviye gruplarıyla ve tüm sınıfla oynanabilir.
Oynanışı: Tahtaya
bir sözcük veya cümle yazılır. “Bakalım bu sözcüğü metinde kimler önce bulacak.”
denir. Bulanlar alkış ya da puan sistemi ile ödüllendirilir. Sıkılmamaları için
birkaç çalışmadan sonra oyuna son verilir.
Metinde çok geçen
sözcükler tespit edilerek verilen sürede, ilgili kökle başlayan sözcükleri
bulup altlarını işaretlemeleri istenir. Çocuklar verilen sürede buldukları
kelime sayısı karşılığında puanlarını alırlar. Ör.50 saniyede “git” ile
başlayan sözcükler buldurulabilir.
Oyunun zor hali:
tahtada sınıf seviyelerine göre 1-5 arası sözcük verilip, belli sürede hepsini
bulmaları istenerek bireysel ya da grup yarışmaları düzenlenebilir.
Yarışmacılar verilen sürede buldukları sözcük sayısı kadar puan alırlar.
Oyunun önemi ve olumsuz yanı: Çocuklar tahtada yazılı sözcüğü tanıdıktan
sonra sözcüğü erken bulmak için ister istemez yazıya “göz atma” yöntemini
uygulayacaklar. Bu hızlı okumanın bir türüdür. Daha geniş alanı görmeye, hızlı
ve uzun atlayışlar yapmaya, yani hızlı okumaya kendiliklerinden bir çaba
gösterecekler. Bu çalışmada, gözler hızlı tarama yaparken anlam bir kenara
itildiği ve yarışmaların sakıncaları dikkate alınarak gereğinden çok fazla yer
verilmez.
Farklı oynanışı: Tahtaya yanıtı bir
sözcük ya da bir cümle olan, bir soru yazılır. Yanıtını metinde bulup altını çizmeleri
istenir. Çocuklar yanıtı en erken bulmak için daha dikkatli ve hızlı okumaya gayret
ederler. Böylece oyun halinde bir sessiz okuma çalışmasıyla metin işlenmeye
başlanır.
Dikkat edilecekler: Sessiz okuyabilecek
kadar okuma hızına sahip olanlardan, dudaklarını kıpırdatanlara ve parmakla vs.
takip edenlere puan verilmez.
Örnek Okuma: Seli okumanın tüm kuralları
uygulanarak, dikkat çekici bir şekilde öğretmen okumalı. Öyle okumalı ki
dikkati dağınık öğrencilerin bile dikkatlerini çekmeli.
Sesli okuma dinlenilmek
için okunur. Sesli okuma ile dinleme eğitimi de gerçekleştirilir. Dinlemenin
kuralları, okuyanı ve konuşanı
dinlemenin bir görgü kuralı olduğu hatırlatılarak öğrencilerin sesli okuyan
kişileri dinlemeleri sağlanmalı. Okuma süresi çok uzarsa olağan olarak öğrencilerin
dikkatleri dağılacaktır; bu bakımdan sesli okuma çalışmaları fazla
uzatılmamalı.
Öğretmen kendi
okumadan öğrencilere de okutulabilir. Öğrenciler okurken öğretmenlerini model
almaya çalışmalıdırlar.
Tekrarlı okumalar: Bir metnin tümü veya belli bir bölümü
birkaç kere okunarak beynin metindeki o sözcüklerle daha çok karşılaşması
sağlanarak, zihnin o sözcükleri tanıması, yani o sözcüklerin kalıp olarak zihin
tarafından bellenmesi sağlanır. İleride aynı sözcükle karşılaşan zihin o
sözcüğü tanır hecelemeden okur. İlk karşılaşılan sözcükler geçici belleğe
alınır. Bunların kalıbı unutulabilir. Beyin aynı sözcükle fazla karşılaşırsa
yani tekrar edilirse veya çok kitap okunursa; sözcükler, tanınarak uzun süreli
belleğe yerleşirler ve kolay unutulmazlar. Hızlı okuma bir kenarda dursun,
tekrarlarla istenilen bölüm, metin, hatta kitap bile ezberlenebiliyor.
Bir bölüm veya
metni çocuğa kuru kuruya birkaç kez okutturmak, onu sıkacaktır. Metin farklı
biçimlerde okunarak, farklı çalışmalarla, bu soruna çözüm üretilir. Aynı
çalışmanın tekrarından sıkılan çocuk, farklı çalışmalardan zevk alacaktır.
Sessiz okuma: Çok yavaş okuyanlar,
belli bir düzeye gelmeden, sessiz okumayı beceremezle;, sessiz okuduklarından
da bir şey anlamazlar. Yavaş okuyanlara, 2. ve 3. Sınıflara: Sesli okumaya çok,
sessiz okumaya az zaman ayrılmalı. 4.sınıfta sesli ve sessiz okumaya eşit
olarak yer verilmeli. Üst sınıflarda sessiz okumaya fazla zaman ayrılmalı.
Sessiz okumada,
dudak kıpırdatmadan, içten okumadan, sadece gözle okuma; gözün satırda hızla
hareket etmesi, parmakla takip etmeme, sallanmadan okuma vb. kurallar öğretilip
uygulanmalı. Sessiz okumaya alıştırmak için, yavaş okuyan öğrencilerle,
çalışılmış metin üzerinde sessiz okuma çalışmalarına başlanabilir.
Metni karışık öğrencilere, sesli okuturken
diğerlerinin onları takip etmeleri: öğrencilerin birisi sesli okurken
diğerleri onu sessizce takip eder. Herhangi bir anda, başka bir öğrenciye
işaret edilerek, kalan yerden sesli okumaya devam etmesi istenir. Sonra işaret
edilen bir başkası, kalan yerden okumaya devam ederek, tıpkı bayrak yarışı gibi
aynı işlem okuma parçası bitinceye kadar sürer,gider.
Yararları: Herhangi bir anda kendisinin
okuyacağını bilen çocuk, kendisinin okuyacağı anda nereden başlayacağını
şaşırmamak ve takip edebilmek için, zorunlu olarak hem dikkatini metne verecek
hem de gözleri, satırlar üzerinde hızlı okuyanlar ayarında, hızlı ve uzun
atlamalar yapacaktır. Bu antrenmanla dikkat, göz sıçraması ve algı yönlerinden
göz ve beyni eğitilerek, giderek okuma hızı artacaktır.
Bu sırada,
okuması iyi olan öğrencilerin yavaş okuyanlardan etkilenip okumalarının
bozulmaması için, yavaş okuyanlara ayrılan süre kısa tutulmalı, onların iyi
okuyacağı veya önceden çalışmış oldukları bir bölüm okutulmalı.
Herhangi bir zamanda
yavaş okuyan öğrencilerle sesli okuma çalışması yapılırken diğer öğrencilere
başka etkinlikler verilebilir.
Not: Yukarıdaki çalışma ile gruplar arası hızlı
sesli okuma yarışması düzenlenebilir. Teke tek yarışmadan, gruplar arası
okuma yarışmalarının eğitsel değeri daha fazladır.
Koro halinde okumalar: Okuma
parçalarının koro halinde nasıl
okunacağı öğretildikten sonra; önce şiirler, zamanla düzyazı metinleri; sınıfça,
gruplar halinde koro olarak okutulur. Okurken, konuşur gibi ve tonlamalı okumaya
çalışılır. Yavaş okuyan öğrencilerin çalışmaya tam katılması için, kendi
seviyesinin biraz üzerinde 2, 3, 4’lü gruplarla okumaları önerilir. Koro
halinde okuma çalışmalarında, başlangıçta bazı aksaklıklarla karşılaşılabilir. İlerleyen
zamanlarda çocuklar bu konuda ustalaşacaklardır.
Yararları: Öğrenci, koro halinde okurken,
arkadaşlarına yetişebilmek ve onlara uyum sağlayabilmek için çocuk çaba
gösterecek, gözü hızlı ve uzun atlayışlar yapacaktır. Bunun yanında; birlik
beraberlik, topluma uyma duyguları pekişecek ve toplu iş yapmaya
alışacaktır.
Anlama ve Anlatma Etkinlikleri
Okumanın
amacı anlamak, bilgilenmek ve eğlenmektir. Okunduktan sonra yazıdan bir şey
anlaşılmamışsa boşuna emek harcanmıştır. Okuduğunu anlayan kişiler daha hızlı
okurlar.
Anlama- anlatma
çalışmalarında, metni anlatma, özetleme, metinle ilgili soruları yanıtlama,
konuyu, ana fikri yan fikirleri bulma vb. çalışmalar yapılabilir. Çalışmaları
eğlenceye dönüştürmek için, metni oyunlaştırma, resimle anlatma, metni karışık
öğrencilere, bayrak yarışı gibi devam ederek anlattırma şeklindeki etkinliklere yer verilebilir.
Artistik Sesli Okuma Etkinlikleri
Metinler okunup işlendikten sonra, bir başka metne geçmeden önce, sanatsal okuma çalışmalarına yer verilir. Metin üzerinde yeteri kadar çalışmış ve onu iyice anlamış olan çocuk, büyük olasılıkla metni daha rahat ve düzgün bir şekilde okuyacaktır. Kendine güveni artacak, sınıftaki çalışmalara katılmaktan korku duymayıp zevk alacaktır. Yavaş okuyanlara faydalı olacak bu çalışma, diğer öğrencilerle de yapılabilir. Bu etkinliğin öncesinde sesli okumanın kuralları hatırlatılmış olmalı. Okuma süreci kesintiye uğratılmamalı, açıklamalar vb. okumanın sonuna bırakılmalı.
Metinler okunup işlendikten sonra, bir başka metne geçmeden önce, sanatsal okuma çalışmalarına yer verilir. Metin üzerinde yeteri kadar çalışmış ve onu iyice anlamış olan çocuk, büyük olasılıkla metni daha rahat ve düzgün bir şekilde okuyacaktır. Kendine güveni artacak, sınıftaki çalışmalara katılmaktan korku duymayıp zevk alacaktır. Yavaş okuyanlara faydalı olacak bu çalışma, diğer öğrencilerle de yapılabilir. Bu etkinliğin öncesinde sesli okumanın kuralları hatırlatılmış olmalı. Okuma süreci kesintiye uğratılmamalı, açıklamalar vb. okumanın sonuna bırakılmalı.
Serbest okuma etkinlikleri
Kararında yapılan serbest okuma
etkinlikleriyle, çocuklar okuma zevkini edinirler; onların okuma hızları artar.
Kitapları tanıyıp
merak uyandırmak için, öğrencilerin ilgi ve seviyelerine uygun bir iki kitap, tüm
sınıfa okunur veya kitabın bir kısmı okunup meraklı yerinde bırakılır. Öğrenciler
değişik şekillerde de motive edildikten sonra, her öğrencinin kendi seviyesine
uygun ve sevebileceği kitaplar dağıtılır. Hep birlikte okumaya başlanır.
Öğretmen de bir kitabı okur. Sınıf seviyelerine göre öğrencilerin dikkat
süreleri göz önüne alınarak 10-15 dakikada bir 3-5 dakikalık dinlenmelere yer
verilir. Zaman zaman bu verimli çalışmaya sınıfta ve evde yer verilmeli.
Öğretmen, kitap
seçmede öğrenciye yardımcı olmalı. Öğrenciler, kitaplıktan yararlanmaya
alıştırılmalı. Öğrencilerle okudukları kitaplar hakkında konuşulup
tartışılmalı.
Yazma Etkinlikleri
Yazma
eylemi, pek çok nöron ve zihinsel öğeleri harekete geçirir. Yani beynimizi
çalıştırır. Yazılan bilgi ve sözcük kalıplarını, zihnimiz daha iyi tanır ve
beller. Tanınıp bellenen bu sözcükleri okuma sırasında okuyucu, daha hızlı
okur. Yazma etkinliklerinin, hızlı okumaya önemli etkileri vardır. Yazma
etkinliklerinde; sınıf ve öğrenci seviyelerine göre değişmekle birlikte;
bakarak yazma, okuduğu bilgilerden anladıklarını yazma, özetleme, metinlerdeki
soruların yanıtlarını yazma, söyleneni yazma (dikte), kendi tasarılarını düz
yazı şiir biçiminde yazma (kompozisyon) gibi öğrenciye oldukça yararlı
etkinlikler yaptırılabilir. Yavaş okuyanlar da çalışmalara katılabilir. Bu
Çalışmalardan “Dikte” konusu ileride ele alınacak. Yavaş okuyanları hatalı
ve eksik yazanları ilgilendiren bir çalışmayı inceleyelim.
Bakıp yazma çalışmaları: Dozunda
uygulandığında Yavaş okuyan, yanlış
yazan ve yanlış okuyan öğrencilere ve birinci sınıfta okuma- yazmaya yeni
geçmiş, yanlış ve eksik yazan öğrenciler için faydalı bir çalışmadır.
Öğrenciden metinden verilen bölümü bakıp yazmaları istenir. Öğrenciler seviye
durumlarına göre sözcük veya sözcük kümelerine bakıp okurlar; sonradan bakmadan
defterlerine yazarlar.
Yararları: Çocuk okurken ve yazarken
sözcükleri klişe olarak ezberler. Heceleyerek yani sesleri belirginleştirerek
yazar. Sora metne bakarak yazdığının doğru olup olmadığını kendi denetler
Böylece yazarken yanlış yazma, harf unutma alışkanlığı giderek azalırken okuma
hızı artar.
Çocuğun, yazmaktan
bıkacağı ve yazısının bozulacağı gerekçesiyle bazı eğitimciler tarafından fazla
benimsenmez. Çocuğu usandırmayacak ölçüde, bakıp yazma çalışması yaptırılmalı.
Çalışmaya azdan başlanıp zamanla bir miktar artırılabilir. Çalışmalar zamana
yayılabilir. Çocuk izlenerek; okumadan, harf harf bakıp yazmasına,
kesinlikle izin verilmez.
Konuşma ve Dinleme Eğitimi
Doğumundan
hatta anne karnından itibaren, ailesinde ve okulda güzel konuşmalarla karşılaşan
ve konuşmalara katılan çocuğun kelime hazinesi ve anlama gücü gelişecek. Bu
durum onun hızlı okumasında hatta okul başarısında etkili olacaktır. Konuşma
güçlüğü yaşayan çocukların okuma hızları, beklenen ölçülerde olmayacaktır.
Çocuğa konuşma fırsatı verilmeli, nasıl dinleyeceği öğretilmeli. Çocuk, yapılacak
etkinliklere katılmalı.
Olumlu Dönütler, Uygun Pekiştireçlerle
Ödüllendirme
Bazı
kişiler, başarılı çocuklara bol keseden “aferin” harcadıkları halde, başarısız
sanılan kişilere, böyle bir ödüllendirmeyi çok görür hatta onları azarlama
yolunu bile tercih ederler. Oysa, başarılı kişilerin, onların aferinlerine
fazla bir gereksinimleri yoktur.
Başarıda bazı
aksaklıklar yaşayanlar, olumlu dönütlerle, basit ödüllendirmelerle teşvik
edilebilir; onların ufak başarıları gösterilip yüreklendirilebilir ve
çalışmalara daha etkin katılarak başarı düzeyleri artırılabilir. Onlar, kendilerine
uygun bir ortamda, kendilerine göre bir başarıyı, kesinlikle sağlayacaklardır.
Yavaş okuyan öğrencilerin
ilk okuma düzeyleri tespit edilerek, zamanla ulaştığı aşama kendine bildirilir;
“aferin, daha iyi okudun” vb. manevi ödüllerle ödüllendirilir ve olumlu geri bildirimde bulunulur.. Kendisine elle
çakılarak kutlanır, sınıfa alkışlattırılır. Çocuk hiçbir kimseyle kıyaslanmaz;
o sadece kendisi ile yarışır. Böylece onların önceki başarısızlıklarından
kaynaklanan okumaya karşı geliştirdikleri duygusal dirençleri kırılır; okumaya
karşı olumlu tutum geliştirmeleri sağlanır.
Hızlı okumanın da bir sınırı vardır.
“Okumak anlamak içindir.” sözü her zaman için geçerli bir sözdür. Kişi sessiz
okurken sözcük veya sözcük grubunu atlayarak okuyor, yanlış okuyor, okuduğu
sözcük ve tümceleri algılayıp anlayamıyorsa hızını anlayabileceği ölçüye
indirmek zorundadır. Okuma ve anlama birlikte yürütülmeli. Aslında beynimiz okuduğumuzdan çok daha
fazlasını anlayacak kapasiteye sahiptir. Yapılan okuma hataları dikkat
noksanlığı vb. etkenler anlamayı güçleştirir.
Yukarıda açıklanan
ve kendinizin belirleyeceği yöntemlerle, öğrencilerinizin okumalarının
hızlanacağını umarım. Ancak belli bir davranışı pekiştirmek için 2-3 aylık
zamana ustalaşmak için ise yıllara gereksinim vardır.
Sonraki yazı: KARNESİNİ ALAN ÇOCUĞIMUZA NASIL DAVRANMALIYIZ?
Sonraki yazı: KARNESİNİ ALAN ÇOCUĞIMUZA NASIL DAVRANMALIYIZ?
Teşekkürler… Hoşça Kalın, Değerli Okuyucu
Arkadaşlarım!..