Duygudurumumuzu etkileyen etmenlerden birisi de otomatik düşüncelerdir. Onları biraz daha yakından tanıyalım.
YAKINI ÖLÜNCE (örnek olay)
Sevdiği yakınını kaybeden Ali, ağır depresyona (çökkünlük) girmiştir ve arada sırada bayılmaktadır. Çevresindekiler, Ali’deki çökkünlüğün ve bayılmaların nedeni olarak “yakınının kaybı” şeklinde yorumlamaktadırlar. (Sizce bu yorum doğru mu?)
Bu durum doğru olsaydı, yakınını kaybeden tüm kişilerde çökkünlük ve bayılma durumu oluşacaktı. Ali’deki çökkünlüğün nedeni, yakınını kaybetmesi değil; sevdiği kişinin kaybı ile ilgili kendisindeki olumsuz, hatalı düşünceleridir. (Esinlenme: Bilişsel kuram)
Yakınını kaybeden her kişi, zihninde kendine göre olumlu- olumsuz düşünceler üretip kendi duygudurumunu etkileyebilir. Örneğin:
A kişisi: Eyvah! Onu kaybettim! Artık benim için yaşamanın tadı, tuzu, bir anlamı kalmadı!
B kişisi: Yaşamın doğal akışı olarak yakınımı kaybettim. Üzüldüm, üzülmenin ona ve bana bir yararı olmayacak. Kısa zamanda normal hayatıma dönmeliyim.
C kişisi: 30 yaşındaki sevdiği kızını kaybeden bir eğitim bilimcimiz, olayın olumlu yönünü görüp isyan etmiyor; “Onun (Allah) bana hediyesi olan yavrumla bu güzellikleri 30 yıl yaşadım” şeklinde düşünebiliyor.
D kişisi: sanmıyorum ama tarafsız düşünüp olaydan etkilenmeyebilir.
Doğal olarak, karşılaşılan böyle bir durum karşısında kişilerin zihinlerinde oluşan düşünceler, sadece bunlarla sınırlı değildir. Bu düşüncelerin dışında her kişinin zihninde özgün, benzer ya da farklı farklı düşünceler oluşabilir.
Yukarıdaki kişilerin yakınının kaybı ile ilgili düşüncelerini incelediğimizde, A kişisinin düşüncelerinin, gerçekçi ve mantıklı olmadığını; çökkünlük vb. bozuklukları tetikleyebileceğini, hepimiz fark edebiliyoruz. Ali, sevdiği yakınını kaybettiğinde olasılıkla yaşadığı olayı, A kişisine benzer biçimde algılamış ve düşünmüştür.
Diğer kişiler, sahip oldukları düşünce yapıları nedeniyle olaydan pek fazla etkilenmeyeceklerdir.
“Duygudurumunuzdaki değişikliklere neden olan olaylar değil algılarınızdır.” Dr. David Burns
OTOMATİK DÜŞÜNCE (düşünce Hataları)
Yukarıdaki A kişisinin düşündüğü gibi, kişilerin eski deneyimlerine dayanarak zihinlerinde oluşan, duruma ya da somut koşullara uygunlukları sorgulanmaksızın kabul edilen ve zaman zaman gerçeklik çarpıtmaları olan; kişinin kendisine, geleceğe, dış dünyaya ait olumsuz, hatalı ve kalıplaşmış düşüncelerine otomatik düşünceler veya düşünce hataları denir.
(DİKKAT!) “BENİM KUŞAĞIMIN YAPTIĞI EN BÜYÜK KEŞİFLERDEN BİRİ, İNSANIN DÜŞÜNCELERİNİ DEĞİŞTİREREK YAŞAMINI DA DEĞİŞTİREBİLECEĞİ GERÇEĞİNİ BULMASIDIR.” (William James)
ALİ’DE DÜŞÜNCE HATALARI NASIL OLUŞTU?
“Aaron Beck’e göre insanın duygusal tepkileri karşılaştığı olayları algılama, tanıma ve yorumlama biçimine bağlıdır.” *
“ Çökkünlüğe yatkın olan kişilerde yaşamın ilk dönemlerinden başlayarak, yerleşmiş olan kendisine, geleceğe ve dış dünyaya karşı olumsuz kavramlar (şemalar) vardır. Bu olumsuz kavramlar giderek olumsuz yargılara, düşüncelere ve tutumlara neden olur. Kişi her olayda önce olumsuz yönleri algılar ve düşünür. Ör. Eşi ve çocukları uçakla bir geziye giderken, uçağın düşeceği, kötü haber geleceği düşünceleri gelir.” *
“Bir bakıma bu kişiler yaşam olayları karşısında olumsuz ve karamsar senaryolar yazarlar.” *
“Olaylara karşı duygusal tepkilerin şiddetini genel olarak bu otomatik düşünceler belirler” *
“Bu olumsuz otomatik düşüncelere tepki olarak olumsuz duygular ortaya çıkar.”*
“Alternatif düşünceleri oluşturabildiği zaman olumsuz duygular da ortaya çıkmayacaktır.” *
SON SÖZLER
Durumlar karşısında bazen herkes hatalı düşünebilir. Önemli olan düşünce hatası sonucu ortaya çıkan olumsuz duygunun şiddetli ve uzun süreli olmamasıdır.
Sonraki yazı: Otomatik Düşüncelerin Özellikleri, Yapabileceklerimiz (Olayların Rolü, bir başka yazıda)
Dursun BİLGİN
Kaynak ve alıntılar:
* Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, M, Orhan Öztürk, N, Aylin
Uluşahin, Ankara 2016, s. 287,756, 757