Önceki yazımızda düşünce hatalarını incelemiştik. Onları
tanımaya devam edelim.
“Bu düşünceler:
OTOMATİKTİR, farkına varmadan, birdenbire akla gelirler.
ÇARPITILMIŞTIR, gerçekleri tam olarak yansıtmazlar.
ENGELLEYİCİDİR, çökkünlüğün sürmesine neden olurlar, bazı
şeylerin değiştirilmesi için harekete geçmeyi engellerler.
SORGULANMAZLAR, gerçeklere uygun ve doğruymuş gibi
görünürler, bu nedenle doğru olup olmadıkları sorgulanmaz.
DİRENGENDİRLER, akıldan atılmaları zordur.
.
Bir bakıma bu kişiler (çökkünleğe yatkın olanlar) yaşam olayları karşısında olumsuz ve karamsar senaryolar yazarlar. Böylece olumsuz düşünce ve kavramlardan duygudurum bozukluğu ortaya çıkar.
Bu olumsuz düşüncelerin bilgi işleme sürecinin
özellikleri şunlardır:
(Olaylar Karşısında Nasıl Düşünülüyor, Ne Gibi Düşünce
Hataları Oluşuyor?)
KEYFİ ÇIKARSAMA: Yeterli kanıt olmaksızın sonuç çıkarmak.
Ör: Bir öğrencinin uğursuz olduğuna inandığı ayakkabılarını giymek zorunda
kaldığı için sınavının kötü geçeceğini düşünmesi.
SEÇİCİ SOYUTLAMA: Bağlamından uzaklaştırılmış bir
ayrıntıya odaklanmak, bütünün diğer yönlerini göz ardı etmek. Ör: Yolda
karşılaştığı eski bir dostunun kendisine selam vermemesini, artık kendisini
sevmemesine bağlaması.
AŞIRI GEENELLEME: Tek bir olaydan genellemeye gitmek. Ör:
Erkek arkadaşıyla kötü giden bir ilişki sonunda, genç bir kızın, bütün
erkeklilerin bencil ve anlayışsız olduğu gibi, karşı cinse yönelik genel
çıkarımlarda bulunması.
OLUMLUYU AZIMSAMA, OLUMSUZU ABARTMA: Olayların önemini
çarpıtmak. Final sınavları genel olarak iyi geçen bir öğrencinin, tek bir
sınavının iyi geçmemesi nedeniyle kendisini başarısız olarak algılaması.
KİŞİSELLEŞTİRME: kendisiyle bağlantısı olmayan olayları,
kendisine yönelik değerlendirmek. Genç bir hekim adayının zorunlu hizmet
yasasının çıkmasını kendi kişisel şanssızlığı olarak yorumlaması…
HEP YA DA HİÇ TARZI DÜŞÜNME: Bütün yaşantıları iki karşıt kategoride
toplamak. Mükemmel olamazsam, başarısız olduğum anlamına gelir, elimi attığım
her işi mutlaka en iyi şekilde yapmalıyım, ya da hiç girişmemeliyim.” *
YAPABİLECEKLERİMİZ
ESNEK DÜŞÜNME
Kendimize, dünyaya ve geleceğimize daha esnek ve farklı
açılardan bakabiliriz. Olayların sadece olumsuz yanlarına takılıp kalmadan,
olumlu yönlerini de görüp daha mantıklı çok yönlü düşünceler ve çözümler
üreterek duygularımızı kontrol edebilir; olumsuz olayların üstesinden
gelebiliriz.
OTOMATİK DÜŞÜNCELERİMİZİ FARK EDEBİLME
Mantıklı düşünürsek bazı olaylara gereksiz yere üzüldüğümüzü,
bazı olaylara da gereğinden fazla üzüldüğümüzü fark edebiliriz.
Bizi olumsuz yönden etkileyen otomatik yani düşünce
hatalarımızı saptayabilir, daha mantıklı düşünerek, onlara karşı alternatif
düşünceler geliştirebiliriz.
DÜŞÜNCELERİMİZİ ALTERNATİF DÜŞÜNCELERLE DEĞİŞTİRME
Bizi etkileyen olumsuz (otomatik) düşüncelere karşı
zihnimizde oluşturabileceğimiz daha mantıklı, gerçekçi, olumlu düşüncelere alternatif
düşünceler denir.
Örneğin: Kişi, sınavdaki başarısızlığına odaklanıp “Bu
işte başarısız oldum. O halde ben başarısızın tekiyim.” şeklinde otomatik
düşünceler üretip kendini başarısız olarak duyumsayabilir.
Bu düşünceye karşı daha gerçekçi düşünüp “Sınavda başarısız oldum ama sınırsız sayıda başarılarım ve başarabileceğim pek çok iş var. Sınavla hayatımda değişiklikler oldu. Bilgilerimi tazeledim.” biçiminde bir alternatif düşünceyi zihninde oluşturabilirse olumsuz “başarısızlık” duygusundan kurtulabilir, kendini daha iyi hissedebilir.
Burada sadece mesleki, sınavlardaki, yarışmalardaki başarılar
kadar; bu yazıyı okuyabilmenin, yemek yiyebilmenin, tuvalete gidebilmenin de
büyük bir başarı olduğunu hatırlatalım. Bu açıdan düşündüğümüzde, hepimiz
sınırsız başarılara imza atıyoruz.
Her olumsuz düşüncenin bir alternatifi kesinlikle vardır.
Yeterki o düşünceyi bulup o
düşünceye içten inanalım.
HATA NEREDE?
Kişinin sınavdaki başarısızlığına aşırıya varmadan belli
bir süre üzülmesi doğaldır. Ancak sınavdaki başarısızlığı nedeniyle “kendini
başarısız olarak nitelemesi” hatadır.
OTOMATİK, ALTERNATİF DÜŞÜNCELERİMİZİ YAZMA
Duygusal sorunlarımızı çözmede, “saptadığımız düşünce
hatalarımızı ve buna karşı oluşturduğumuz alternatif düşüncelerimizi”
yazmamızın; sadece zihninizde düşünmekten daha yararlı olacağını belirtiyor,
uzmanlar...
Son iki yazıda düşünce hatalarına değinmeye çalıştık.
Hatasız kul olmaz. Umarım çoğumuz böylesi hatalara pek fazla düşmüyoruz. Yine
de bilmekte yarar var.
NOT: Otomatik düşünceler dışında, farklı etkenler de
kişinin duygudurumunu etkileyebilir.
Sonraki yazı: OLAYLARIN ROLÜ
Dursun BİLGİN
Alıntılar:
[1] Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, M, Orhan Öztürk, N, Aylin Uluşahin, Ankara 2016, s. 287
.
Bir bakıma bu kişiler (çökkünleğe yatkın olanlar) yaşam olayları karşısında olumsuz ve karamsar senaryolar yazarlar. Böylece olumsuz düşünce ve kavramlardan duygudurum bozukluğu ortaya çıkar.
Bu düşünceye karşı daha gerçekçi düşünüp “Sınavda başarısız oldum ama sınırsız sayıda başarılarım ve başarabileceğim pek çok iş var. Sınavla hayatımda değişiklikler oldu. Bilgilerimi tazeledim.” biçiminde bir alternatif düşünceyi zihninde oluşturabilirse olumsuz “başarısızlık” duygusundan kurtulabilir, kendini daha iyi hissedebilir.
Sonraki yazı: OLAYLARIN ROLÜ
[1] Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, M, Orhan Öztürk, N, Aylin Uluşahin, Ankara 2016, s. 287