11 Mayıs 2024 Cumartesi

KABULLENMENİN TEKNİĞİ, SINIRLARI



ÖRNEK OLAY

40 yaşında olduğu halde halen altını ıslatıyor, hiçbir cerrahi çözüm bulamıyordu. Yolda rastladığı arkadaşına dert yandı. Arkadaşı tanıdığı bir psikoloğu salık verdi. Bir zaman sonra yeniden karşılaştılar. Arkadaşı:

Psikoloğa gittin mi? Bir yararı oldu mu?

Hem de çok…

Nasıl yani, iyileştin mi? İyileşmedim, ancak altımı ıslattığım için artık üzülmüyorum. (fıkra)

Sizi bilmem ama kendim, psikoloğun görevini layıkıyla yaptığını düşünüyorum. Altından kalkamayacağımız veya hiçbir çözümün olmadığı durumlarda, bazen “ sorunla beraber yaşamayı” öğrenmemiz ya da
“sorunu kabullenmemiz” gerekebiliyor.

***

Önceki yazılarda, kabullenmenin yararlarına değinmiştik. Hangi durumlarda kabullenme yönteminden yararlanabileceğimizi açıklamış, çeşitli kabullenme örnekleri vermiştik.

Yazımızda kabullenmenin tekniğini ve sınırlarını irdelemeğe çalışacağız.

KABULLENMENİN TEKNİĞİ

Hiçbir çözümü olmayan sorunu nasıl kabullenip onu etkisizleştirebiliriz?

Altından kalkamayacağımız bir sorunla karşılaştığımızda; “Hoşlanmasam da hayatta böyle şeyler olabilir, yapabilecek bir şey yok” dediğimizde, buna benzer şeyler düşündüğümüzde ve bu düşüncelerimize içten inandığımızda, sorunu kabullenmişiz demektir.

Kabullenmenizden sonra problem devam etse de beyin onu bir sorun, fazla bir tehlike olarak görmüyor; önemsemiyor; alışıyor; zamanla aşırı bir problem olmaktan çıkarıyor.

Ali, önceleri hastalığına uzun süre üzülerek vücuduna özrü dışında ikinci bir yük bindirip sağlığının daha da kötüleşmesine neden oluyordu.

KABULLENMEDE ZORLANMA

Kabullenme olgusu, sonradan rahatlatıcı olsa da bazı kişilere, bazı durumlarda, başlangıçta biraz acı gelebilir; kabullenmede zorlanabilirler. Kabullenme süreci zaman alabilir.

Kabullenmede zorlandığımızda problemle ilgili alternatif (olumlu) düşünceler geliştirebiliriz. Kendimize olumlu telkinlerde bulunabiliriz. Olumlu düşüncelerimizi yazabiliriz. Yakınlarımızdan ve uzmanından yardım alabiliriz. Bir süre sonra beyin yeni düşünceleri kabullenecektir.

KALICI PROBLEMİ ABARTMA, KENDİNE YAKIŞTIRAMAMA, BAŞKALARININ AYIPLAYACAĞINI SANMA

Kabullenme bir kenara, bazıları sorunu iyice abartıyorlar.

Ör. Özürlü bir çocuğunun dünyaya gelmesini kendine yakıştıramayanlar, kendilerinin cezalandırıldığını, başkalarının durumu hoş karşılamayacağını sananlar, hatta utandıkları için saklayanlar olabiliyor. Bunlar, çoğunlukla kendilerinin uydurduğu gerçek dışı kurgulardır. Böyle şeyler düşünmek, sorunu kabullenmemek anlamını taşır, acıyı artırmaktan başka işe yaramaz.

Toplum içerisinde engelli ve yakınlarına karşı bazen hatalı davranışlar sergileyenler de olabiliyor. Bu konuda çevrenin, toplumun ve devletin daha duyarlı, daha anlayışlı olması beklenir.

Engellilik dışında; benzer biçimde hastalığını, yakınının vefatını; bazen de  önemsenmeyecek ufak tefek sorunları aşırı abartıp kendilerini olumsuz duygulara sürükleyenlere de rastlanmaktadır.

KABULLENMEK KİŞİNİN ACİZLİĞİ MİDİR? KABULLENMENİN SINIRI

Hiçbir geçerli bir çözümün olmadığı durumlarda sorunu kabullenmek kişinin acizliği değildir. Hayatın bazı gerçeklerini kabul etmektir. Kimsenin depremi önleyecek gücü yoktur. Ancak çözümler varken kişi sorunu çözmek için umursamıyorsa, bu davranışını alışkanlık haline getirmişse; her şeyi, hemen kabulleniyorsa, yapabileceği halde sorumluluk almaktan çekiniyorsa kişinin acizliğinden söz edilebilir.

Bireyin yeteneği dışında bir işte veya sınavda başarısız olması doğaldır, kabullenilebilir. Yeteri kadar çalışmıyorsa, işini becerebileceği halde önemsemediği için başarısız oluyorsa bu kişinin acizliğindendir.

Önceki bir yazıda kendimizin, yakınlarımızın değiştirilemeyecek yönlerini kabullenmemiz gerektiğini, belirtmiştik. Kendimizin veya bir yakınımızın, ör. çocuğumuzun, sürekli ve bilinçli olarak yaptığı hatalar, kabul edilemez bir durumdur.

Kişinin, hasta olduğu halde çözüm aramaması, normal bir durum değildir.

SON SÖZ

Kabullenme yöntemi; diğer yöntemler gibi yerinde, kararında, zamanında uygulandığında yararlı olacaktır.

Kabullenme yöntemi, yaşanılan probleme hiçbir çözümün bulunamaması durumunda geçerlidir. Ufukta çözümler gözüküyorsa yöntem geçerliliğini kaybetmiştir.

“Uzmanından Öneriler” bölümünü, konunun önemi ve anlam bütünlüğünü koruması açısından ayrı bir yazıda ele alıyoruz.

Sonraki Yazı: DUYGUSAL AÇIDAN ZEKİLİK

Kalın; sağlıkla, mutlulukla!..

Dursun BİLGİN