22 Mart 2025 Cumartesi

DÜRTÜ NEDİR? DÜRTÜ KONTROLÜ, ÇEŞİTLERİ VE ETKİLERİ

 


Hayatta kalmamızı sağlayan dürtülerimizin kontrolsüz olması, duygusal dengesizliğe, fiziksel, ruhsal ve sosyal sorunlara neden olabiliyor. Dürtülerle ilgili yararlı, öz bilgiler bu yazıda…

DÜRTÜ NEDİR?

“Dürtü organizmanın uyarılmış bir durumudur. Bir eksiklik, (bir fazlalık) ya da hoş olmayan bir uyaranın etkisi altında dengesi değişmiş olan organizmanın eski durumunu alabilmesi için bir itme, bir canlanmadır…”* Kişileri ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçiren, içten gelen itici güçtür.

Dürtüler, vücutta bir eksiklik ya da fazlalık oluştuğunda bizi  uyararak eyleme geçmemizi, böylece hayatta kalmamızı ve başkalarıyla daha iyi ilişkiler kurmamızı sağlıyor. Ör. Acıkmamız vücuttaki bir eksikliğin bize hatırlatılmasıdır:  “Yakacağın (besinin) azalıyor, kalk ve yemek ye, yoksa işler kötüye gidecek.”(dürtü) O an kişinin ağzı sulanıyor, canı bir şey yemek istiyor doğal olarak bir gerginlik içinde  (uyarılma). Bu uyarılmanın sonucunda yemek yenilir, eksiklik tamamlanır ve besin dengesi sağlanır. Sonuç olarak, bir de haz duygusu yaşanır.

Benzer biçimde tuvaletimiz geldiğinde vücuttaki bir fazlalık nedeniyle “kalk tuvalete git” anlamında uyarılıyoruz.” (dürtü) Sıkışıyoruz, bir gerginlik yaşıyoruz. Sonra eyleme geçiyoruz. Sonuç: rahatlama ve haz, işe yaramayan fazlalığı atarak dengeleşim sistemine katkı, hayatta kalma…

DÜRTÜNÜN ÖNEMİ, AMACI

Yukarıdaki olaylarda uyarılmasaydık, yani açlık ve dışkılama dürtüsü gibi itici güçler oluşmasaydı, bu ihtiyaçların farkına varamayacaktık; ihtiyacımızı karşılamayacaktık, ölecektik.

“Dürtünün bir amacı vardır. Bu da dürtünün ortaya çıkmasını gerektiren durumun ortadan kalkması, yani gereksinimin giderilmesi ve doyum sağlamasıdır. Böylelikle gerginlik giderilmiş olur.”* Yerini haz alır. Vücudun gereksinimi karşılanır, homeostatik dengenin korunmasına katkı sağlanır ve birey hayatta kalır.

DÜRTÜLERİN SINIFLANDIRILMASI VE ÖRNEKLER

Psikologlar, dürtüleri farklı kategorilere ayırmıştır. İşte başlıca dürtü çeşitleri ve örnekleri:

BİYOLOJİK (TEMEL) DÜRTÜLER

Organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik dürtülerdir.  Açlık, susuzluk, uyku, cinsellik, kaçma- savunma vb. dürtüler… Bunlara birincil dürtüler de denir. 

PSİKOLOJİK VE SOSYAL GÜDÜLER

Not: Bu kategoride “dürtü” sözcüğü yerine “güdü” sözcüğü kullanılıyor.

Psikolojik ve sosyal güdüler, bireyin toplum içinde kabul görmek ve sosyal ilişkilerini sürdürmek,  zihinsel ve duygusal dengesini korumak için geliştirdiği güdülerdir: Güven ve korunma, yeterlilik, sevgi, toplumsal saygı, onur, gerçeği tanıma, merak ve başarma gibi güdüler bu gruba girer.

 “Psikolojik ve toplumsal düzeydeki gereksinimleri karşılamak için itici güçler olarak belirttiğimiz psikososyal güdüleri ikincil güdüler olarak kabul ediyoruz… psikososyal güdüler kişiden kişiye toplumdan topluma zamana ve yere göre değişmeler gösterebilir.” *

Dürtüler ve güdüler her insanın hayatında  farklı düzeylerde etkili olabilir ve çevresel faktörlere bağlı olarak şekillenir.

 ( SONRADAN) EDİNİLMİŞ DÜRTÜLER

Doğuştan gelmeyip çevresel etkenlerle sonradan oluşmuş, içsel isteklere “edinilmiş dürtüler” denir. Etkilidirler, doyurulmak için kişiyi eyleme yönlendirirler. 

Ör: Alışkanlıklar,  bağımlılıklar (kumar, madde, içki, sigara, bilgisayar, sosyal medya bağımlılıkları vb.) ve sosyal- ruhsal  dürtülerin (güdülerin) çoğu… 

Aşağıda açıklanan dürtü kontrol teknikleriyle bu alışkanlıklardan da kurtulmak mümkündür.

DÜRTÜLER VE DUYGULAR ARASINDAKİ İLİŞKİ

Dürtülerimiz, duygularımızın yönünü belirleyebilir. Eğer bilinçsizce hareket edersek, duygusal dengemiz bozulabilir.

ENGELLENME

“Bir engel nedeniyle ihtiyacın karşılanamaması, boşalma ve doyumun olmaması durumuna ‘engellenme’ denir”*. Ör. Kişi susamıştır ancak yakınında su yoktur. Buradaki engel, suyun bulunmamasıdır. Kişi bir gerginlik içindedir.

ÇATIŞMA

“organizma birbiri ile bağdaşmayan birden çok dürtü ya da dürtü nesnesi ile karşı karşıya kalınca, bir çatışma durumundan söz edilir.”*

Örneğin, doktor tarafından tatlı yemesi yasaklanan bir kişinin misafirlikte önüne sevdiği bir pasta konması… Bir taraftan tatlı yeme dürtüsü harekete geçerken, diğer taraftan sağlık dürtüsü devreye girer. Bu durumda bir çatışma yaşanır.

“Çatışma bir engellenme durumudur ve gerginliğin artmasına yol açar.”*

“İnsanoğlu doğuştan başlayarak bir sürü engellerle karşılaşır; yavaş yavaş bu engellere karşı bir dayanıklılık geliştirir, çeşitli tepki biçimleri kazanır.”

 “Benliğin gelişmesi ve olgunlaşması büyük oranda karşılaştığı o çatışmalı durumları çözmek, bunaltıya karşı savaşım vermekle olmaktadır. Ancak engellenme ve çatışmanın kimileri örseleyici (travmatik) nitelikte olabilir.” * 

DÜRTÜ KONTROL TEKNİKLERİ NELERDİR?

Dürtü, vücudun kendi ihtiyacını hatırlatmak için bize gönderdiği sinyaldır. Öncelikle dürtüye konu olan nesnenin doyurulması yani ihtiyacın karşılanması önemlidir. Ancak bu iş her zaman mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda dürtü kontrolü devreye girer.

Kişilerin, dürtülerini kontrol etmek, istenmeyen kötü alışkanlıkları değiştirmek için yararlanabilecekleri bazı yöntemler şunlardır:

BEKLEME

Dürtüyle hareket etmeden önce bilinçli olarak bir süre beklemek. Ör. Öfkelendiğimizde hemen tepki vermek yerine derin bir nefes alıp 10 saniye bekleyerek daha sağduyulu bir tepki vermek. 

Diğer dürtülerde de Kişi, 5- 10 saniye beklediğinde dürtü genellikle kendiliğinden kayboluyor. 

“Sekiz saniyede sigarayı sonlandırma” ayrı bir yazıda ele alınacak

 ERTELEME

Dürtüye dayalı bir davranışı hemen gerçekleştirmek yerine belirli bir zamana ertelemek. Örnek: Canınız tatlı yemek istediğinde, "10 dakika sonra yiyeceğim" diyerek kendinize süre tanımak. Bu süre içinde dürtü azalabilir. 

NESNELERİ DEĞİŞTİRME, ALTERNATİF GELİŞTİRME

Dürtüyü tetikleyen unsurları değiştirmek, dürtüye daha sağlıklı bir seçenekle karşılık vermek. Canınız kola istediğinde kola yerine maden suyu, ayran içebilirsiniz. Başlangıçta gerekli doyumu sağlamasa da zamanla beyin alışıyor kola ihtiyacını fazla hissetmiyorsunuz. Aşırıya kaçılırsa bu sefer kola bağımlılığı yerine maden suyu bağımlılığı gündeme gelebilir. Bu nedenle kişi dürtülerinin emrinde olmamalı; ara sıra; bekleme, erteme, gereksinim bırakma vb. diğer yöntemlere yer vermeli.

SALDIRIYA GEÇME

Dürtüye karşı aktif bir şekilde mücadele etmek.  Ör. Bir bağımlılıktan kurtulmak için…

GEREKSİNİMLERİ BIRAKMA

Bazı gereksinimler karşılanmayabilir. Doktor yasakladığı için şekerli çay içmekten vazgeçme 

BAHANELERDEN VAZGEÇME

Dürtüsel davranışları haklı çıkarmaya çalışmak yerine, bu bahanelerden vazgeçmek, iradeye hakim olmak. Örnek: "Zaten çok yoruldum, spor yapmasam da olur" gibi bahaneler yerine, "Bu sadece bir bahane, planladığım gibi spor yapacağım" demek.

DİKKAT YÖNLENDİRME

Herhangi bir dürtünün etkisi altında iken dikkatimizi başka şeylere yönlendirerek dürtünün etkisini azaltabiliriz. Müzik vb. her çeşit etkinlikler

BİLİNÇLİ FARKINDALIK GELİŞTİRMEK

Dürtüler anlık tepkiler olduğu için, onları bilinçli farkındalık ile izlemek faydalıdır. Örneğin, öfkelenirken "Şu an gerçekten sinirlenecek bir şey mi var?" diye düşünmek dürtüsel tepkiyi yumuşatabilir.

ÖZ DENETİM ALIŞKANLIKLARI GELİŞTİRMEK

Spor yapmak, düzenli uyumak ve disiplinli bir hayat tarzı, dürtülerin kontrolünü kolaylaştırır.

 Bu yöntemleri öğrenme süreci toplumdan topluma, aileden aileye değişkenlikler gösterir.

Not: Yöntemleri yeri geldiğinde hemen hepimiz uygulamaktayız. Yine de bilinçli davranmada yarar vardır.

ÇOCUKLARDA DÜRTÜ KONTROL EĞİTİMİ

Çocuklar dünyaya geldikleri ilk andan itibaren dürtülerine göre hareket ederler. Aileleri ve çevreleri sayesinde zamanla bu dürtülerini kontrol etmeyi öğrenirler. Çocuklar, davranışlarının başka kişileri nasıl etkileyeceğini bilmezler. Eylemlerini kendi isteklerine göre gerçekleştirirler.

Sağlıklı bir ruh ve kişiliğe sahip olmaları için, öncelikle doğumdan sonraki ilk yıl, ardından ikinci ve üçüncü yıllar, çocuk için büyük önem taşır. 

BEBEKLER 

Bebekler, Olayları anlamlandırıp anımsamasalar da yaşadıkları olumlu, olumsuz yaşantılardan etkilenebilirler. Bebeğin temel fiziksel ve duygusal ihtiyaçları, tutarlı ve duyarlı bir şekilde karşılanmalıdır. Ancak bebek zamanla küçük bekleme sürelerine alışmalı ve kendi kendini sakinleştirme becerisini geliştirmelidir. Bebek yeterli bir şekilde beslenilmeli, bakılmalı, korunmalı ve sevilmelidir.

  Ör. Anne veya bakıcının işe yetişmek için ara sıra aç bırakması, bebeğin fiziki durumunu etkileyebileceği gibi, kendisinde “güvensizlik” duygusunun ve başka olumsuz hislerin oluşmasına da neden olabilir (Bkz. Ailede Çocuk Eğitiminin Püf Noktaları)

Bir- bir buçuk yaşından itibaren, aşırıya kaçmadan sınır ve kurallara  yani dürtü kontrolünü öğretmeye yavaş yavaş başlanabilir.

2. 3. YIL 

Çocuk, henüz istek ve dürtülerini kontrol etmeye alışmamıştır. Üstelik bebeklik döneminde istekleri karşılanmıştır ve çocuk buna alışkındır. Bu nedenlerle çocuk inatçıdır, isteklerinde diretir, istekleri karşılanmazsa ağlar, hatta kendini yerden yere atar.

Çocuk, korkmadan isteklerini söyleyebilmeli. İstemesi ve bu konuda kararında mücadele etmesi, doğaldır; ayrıca faydalıdır. Çocuk kendi isteklerine ters düşen durumlarla karşılaştığında görüşlerini kabul ettirmek için savaşım vermeyi öğrenecektir.

 Bu dönemde isteklerinin bir bölümü karşılanmalı; bazıları ise yerine getirilmemelidir. Nedenleri ve tüm isteklerinin yerine gelemeyeceği somut olarak açıklanmalı; kararlı, tutarlı bir yaklaşım sergilenmelidir.  “Dürtü kontrol yöntemleri” hayata geçirilmeli. Böylece çocuk, istek ve dürtülerini kontrol etmeye yavaş yavaş alıştırılmalı.

 Kısaca bu aşamada, çocuğun dürtülerini büyük oranda doyururken bir kısım dürtülerini de kontrol etmesine fırsat yaratıyoruz. (2.3. Yaş Çocukların Eğitimi)

ÖRNEKLER

Acıktığı için ağlayan çocuğa, yemeğinin biraz sonra verileceği o zamana kadar biraz beklemesi  gerektiği açıklanabilir (bekleme yöntemi).  Başlangıçta süre kısa tutulmalı, vaat yerine getirilmeli. Zamanla bu süre artırılarak kontrolün daha  uzun süreli olması sağlanabilir.

Evde olmayan bir şeyi isteyen çocuğa, istediği şeyin olmadığı için isteğinin yerine getirilemeyeceği (gereksinim bırakma)  belli bir süre sonra  isteğinin karşılanacağı (erteleme) açıklanabilir.

Çıkolata isteyen çocuğa farlı şeyler verilebilir (Nesneyi değiştirme, alternatif geliştirme).

Markette bir şey almanız için sıkıştıran çocuğun dikkati başka şeylere yönlendirilerek isteği unutturulabilir. Ör. Bak şurada ne var? 

Yöntem ağlayan çocukları susturmak için de kullanılabilir. (Dikkat dağıtma)

SONRAKİ YAŞLAR

Sonraki yaşlarda  çocuklar büyük ölçüde dürtülerini denetlemeye alışacaklardır. Aralarında bireysel farklılıklar olmakla birlikte  dürtü kontrolü ile ilgili sorunlar giderek  azalacaktır. Çocuğunuz daha söz dinler, daha sevimli bir çocuk olacaktır. . (Bkz. 2.3. Yaş Çocukların Eğitimi)

Ancak dürtü kontrolünün, duygu kontrolü gibi bir ömür boyu süren bir süreç olduğu unutulmamalıdır. 

Çocuklar üzerinde yapılan Marshmallow Deneyi, dürtülerini kontrol edebilen çocukların ileriki yaşamlarında daha başarılı ve mutlu olduklarını göstermiştir.

KİŞİSEL FARKLILIKLAR VE BİREYSEL FARKINDALIK

Herkesin dürtü eşiği farklıdır. Kimi insanlar daha sabırlı ve uzun vadeli düşünmeye yatkınken, kimileri dürtülerini kontrol etmekte zorlanabilir. Önemli olan, kişinin kendini tanıması ve dürtülerini bilinçli şekilde yönetmeyi öğrenmesidir.

DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUĞU NEDİR?

Bireylerin anlık istek ve dürtülerini kontrol edememeleri durumudur. Olayların sonuçlarını düşünmeden hareket ederler. Dürtülerini engelleyemezler

Dürtü Kontrol Bozukluğu Çeşitleri Nelerdir?

Çalma Bozukluğu (hırsızlık anlamında): yaptıkları için pişman olsalar, sorun çıkacağını öngörseler bile bu dürtüye karşı koyamazlar, gereksiz şeyleri bile çalarlar. 

Davranış bozukluğu: bu kişiler başkalarına karşı sık sık saldırgan hareketler sergilerler ve genel kuralları sürekli ihlal ederler.

Kumar Bağımlılığı: Para kaybetmesine karşın kumar oynamaya devam eder. Kaybettiği parayı geri kazanma dürtüsüyle hareket ederler. Ve diğer bağımlılıklar…

saç Yolma Bozukluğu: Çoğunlula yaşadığı stres nedeniyle saç veya vücudundaki diğer kılları yolma dürtüsüne karşı koyamaz. 

Öfkelenme Bozukluğu: Aniden kontrolsüz şekilde öfkelenirler.

 Karşı gelme bozukluğu: Otorite sahibi  kişilere karşı gelirler (Kaynak: Memorial Tıbbi Yayın Kurulu) 

Dürtülerin yeterince kontrol edilememesi, kişinin suça yönelimini artırabilir. Ör. Cinsellikle ilgili olaylar…


DÜRTÜLERİN AŞIRI BASTIRILMASI VEYA AŞIRI DOYUMU

Açlık susuzluk vb. biyolojik dürtülerin doyurulması yani temel ihtiyaçların karşılanması, kişinin bedensel ve ruhsal sağlığı açısından  hayati derecede önemlidir. Kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği ölçüde bir geliri olmalı. Kişi istek ve yeteneğine uygun bir işte çalışmalı. Kişinin kendisi, aile, toplum ve devlet bu konuda gereken fırsatları yaratmalı, gereğini yerine getirmeli . 

Bu konuyu bir kenara koyuyoruz. Formatımız gereği işin duygusal yönünü inceliyoruz. 

Dürtü kontrolünün de bir sınırı vardır:  

DÜRTÜLERİN SÜREKLİ DOYURULMAMASI DURUMUNDA

Dürtüler, insanın yaşam enerjisini ve motivasyonunu oluşturan temel unsurlardan biridir. 

Psikolojik ve toplumsal güdülerin doyurulması, biyolojik dürtülerin doyurulması kadar önemlidir.

Biyolojik dürtülerin, psikolojik ve sosyal güdülerin, isteklerin sürekli bastırılması yani doyurulamaması,  doğrudan bir psikolojik bozukluğa sebep olmasa da bazı psikolojik rahatsızlıkları tetikleyebilir, bazı olumsuz etkilere neden olabilir. Bu durumun yol açabileceği başlıca sorunlar şunlardır:

Birey, isteklerini sürekli olarak bastırmak zorunda kaldığında, yani kişi dürtülerini doyurmaya çalışmazsa, bu durum bedensel ve zihinsel stres yaratır. Dürtülerin baskılanması, sinir sisteminde gerilime yol açarak bazı kişilerde kaygı bozuklukları veya genel huzursuzluk hissine, depresif ruh haline neden olabilir. 

Bastırılmış arzular, bilinçdışı bir şekilde öfke ve sinirlilik olarak ortaya çıkabilir. Kişi, normalde sakin olacağı durumlara aşırı tepki verebilir veya öfke patlamaları yaşayabilir.

Dürtüleri bastırmak, kimi zaman kişiyi zararlı alışkanlıklara yönlendirebilir. Bazı kişilerde öz güven ve öz saygı problemlerine neden olabilir.

Bazı duygusal sıkıntılar fiziksel belirtiler olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, mide rahatsızlıkları, baş ağrıları, kas gerginliği gibi problemler, bilinçdışı olarak bastırılmış arzuların bedensel yansımaları olabilir.

Görüldüğü üzere dürtülerin doyurulmaması sonucu oluşabilecek sorunlar; içimize atma, duyguları bastırma sonucu oluşabilecek sorunlarla hemen hemen aynıdır. Çünkü dürtülerimiz bir ölçüde duygularımızı da şekillendiriyor. İki gün aç kalan birisinin kendisini iyi hissedeceğini kimse söyleyemez.

ÖNEMLİ NOT: “Yukarıda açıklanan sorun ve rahatsızlıkların” daha pek çok farklı sebeplerden de kaynaklanabileceğini anımsatalım. 

Uzun süren, şiddetili olumsuz yaşantılar bazı kişileri etkileyebilir. Pek çoğumuzun bu konuda uzun süreli ve şiddetli sıkıntılar yaşadığını sanmıyorum.

DÜRTÜLERİN AŞIRI DOYUMU 

Öte yandan, her dürtüyü sorgusuz sualsiz tatmin etmek de sağlıklı değildir. Bu durum uzun vadede kişide bağımlılıklara yol açabilir. Hazza odaklanma ve doyumsuzluk hissi gelişebilir. Sorumluluk bilincinin zayıflamasına neden olabilir.

Örneğin, her canımız tatlı istediğinde tatlı yemek, hem fiziksel sağlık sorunlarına hem de irademizin olumsuz etkilenmesine sebep olabilir.

SON SÖZLER

Dürtüler ne tamamen bastırılmalı ne de tamamen serbest bırakılmalıdır. Önemli olan, onları bilinçli ve dengeli yollarla yönetmektir. Dürtüleri bilinçli bir şekilde kontrol etmek, bireyin daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesini sağlar.

Kalın; sağlıkla, mutlulukla!..

Sonraki yazı: Bir Sigara Öyküsü (1. Bölüm): Sigaraya Nasıl Başladım?

Alıntılar:

* Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, M. Orhan Öztürk, N. Aylin Uluşahin, Ankara 2016, s. 52… 56