Günlük yaşamda hepimiz stresli veya zor durumlarla karşılaşırız. Bu durumlarda bazen duygularımızı dışa vurmak yerine bastırır veya içe atarız. Peki, bu davranışın uzun vadede ne gibi sonuçları olabilir?
ÖRNEK OLAY
Müdür, işini aksatması nedeniyle memurunu odasına çağırmış; onu yoğun bir şekilde azarlamış, kırıcı sözler söylemiştir.
Kişiler, böyle bir durum karşısında çeşitli tepkiler verebilirler. Yazılarımıza uygun bazı tepkilerden söz etmek istiyorum.
HEMEN HEPİMİZ : Olayın oluşturduğu utanma, üzülme , kızma vb. duyguları aşırıya kaçmadan yaşıyoruz. Hakkımızı savunuyoruz, sonra hiçbir şey olmamış gibi doğal yaşamımıza dönüyoruz. Bu durum vücuda aşı etkisi yapabiliyor. Kişinin sağlığını olumlu yönde etkiliyor.(Duyguları kararında yaşama, ifade etme)
DİĞER BAZI KİŞİLER
A KİŞİSİ: Müdürün hiçbir sözüne kulak asmamış, hiçbir sözünü önemsememiştir. (Görmezden-duymazdan gelme)
B KİŞİSİ: “Müdür Bey her yönüyle haklı, yapılacak bir şey yok.” (Kabullenme)
C KİŞİSİ: “Müdürüm aslında iyidir, galiba bugün tersten kalkmış.” (Hoşgörü)
D KiŞİSİ: Yaşadıklarını evde ve arkadaşlarına anlattı. Çoğunluk teselli ederken, müdürü haklı bulanlar da oldu. (Paylaşma)
E KİŞİSİ: “Müdür Beyin eleştirisi yararlı oldu. Bazı önemli şeyler öğrendim. Kendimi bazı konularda yenilemem gerek.” (Olumlu anlam çıkarma)
F KİŞİSİ: Ortada bir sorun olduğunu fark etti. Bilimsel olarak düşünüp bilgiler topladı, çözümler üretip uygulamaya çalıştı. (Sorun çözme)
G KİŞİSİ: “Müdür; haksız, yalan yere bana sataştı.” (Pasif direnç)
H KİŞİLERİ: Biri, müdüre yapıcı bir dille karşılıklar verdi. Diğeri, müdürü bir üst makama veya başka makamlara şikayet etti. Bir diğeri, müdürün azarlarına dayanamadı; bir şey de yapamadı; tuvalete girip doyasıya ağladı. Öbürü, müdürün üzerine yürüdü. (Tepki)
I KİŞİSİ: Aşırı üzüldü, öfkelendi. Karşı gelemedi. Tansiyonu yükseldi. Fenalık geçirdi. Hastaneye kaldırıldı. (Duyguları yoğun yaşama)
İ KİŞİSİ: Olayın etkisini üzerinden atamadı. Durduk yerde olay aklına geliyor. “Ona niye böyle demedim, şöyle yapmadım” vb. pişmanlıkları var. (Takıntılı düşünce)
J KİŞİSİ: Müdüre aşırı öfkelendi ancak “Karşılık verirsem ileride zararlı çıkarım.” düşüncesiyle duygularını belirtmemeye çalıştı. Ayıplanırım, aşağılanırım korkusuyla durumdan hiç kimseye söz etmedi. Strese girdi. Öfkesini evdekilerden çıkardı. (İçe atma, yansıtma)
K KİŞİSİ: Müdüre öfkelendi, aşırı üzüldü, strese girdi. Bir süre sonra yaşadıklarını, en azından olayda yaşadığı duyguları unutmuş gibi gözüküyor. Aradan onca yıl geçmesine karşın müdüre kin besliyor, ondan nefret ediyor. Ancak kendisi bu durumun fazla farkında değil. (Bastırma)
Burada tüm kişiler olaydan farklı derecelerde etkilenmiş olabilirler. Ancak özellikle son dört kişinin algılayış biçimleri, olasılıkla bazı insanları olumsuz etkileyebilir.
…….
Duygudurumumuzu, davranışlarımızı etkileyen etmenlerden ikisi de duyguları bastırma ve içe atma süreçleridir. (Bkz. Duygudurumumuzda Olayların, Bilinçdışının Rolü) Öncelikle bazı kavramları anımsayalım:
BİLİNÇ
Zihnin farkında olduğu, bildiği duyum, algı anı ve bilgilerin tümüdür.
BİLİNÇDIŞI
“Kişinin özel çabası ile bilince çağrılamayan, farkına varılamayan yaşantıların saklı olduğu ruhsal bölmedir.”* Freud’a göre bilinç durumunu etkileyen asıl şey bu yapıdır.
“Bilinçdışında bulunan (bazı) istek ve anılar zaman ve yer tanımaksızın eski güçlerini, eski enerjilerini sürdürebilir ve çeşitli biçimlerde davranış üzerinde etkili olabilirler… İnsan davranışları tümden bilinçli, mantıksal düşüncenin ve istencin (irade) ürünü değildir.”*
BASTIRMA
“Bastırma, dürtü anı ve deneyimlerin (farkında olunmadan) bilinçdışına itilmesi ve orada tutulmasıdır…. Çocuklukta hepimizi uğraştıran, davranışlarımıza yön veren birçok istek ve gereksinimlerimiz, duygumuz ve yaşam deneyimimiz olmuştur. Bunların bir bölüğünü anımsarız; büyük bölüğünü de bilinçli anılarımızda yok gibidir, anımsayamayız.” * Ör. K kişisi
DUYGULARI BASTIRMANIN NEDENİ
“Bilinçdışına İtilen ve orada tutulan dürtü, istek, anı ve duyguların bilinç düzeyine çıkmasını benlik genellikle kabul edemez bulur. Başka bir deyişle, bunlar üstbenlikçe yargılanarak yasaklanan ve benliğe acı, bunaltı veren yaşantılardır. Bu nedenle benlik tarafından bastırırlar….” *
Bastırma, rahatsız edici içerikleri bilinçdışına iterek bireyin psikolojik dengesini korumasına yardımcı olur. Ancak, bu içeriklerden bazıları, kimilerinde zamanla farklı psikolojik semptomlar veya davranışlar olarak ortaya çıkabilir.
İÇİMİZE ATMAK
Kişinin, yaşadığı üzüntü, kaygı vb. duyguları bilinçli olarak kendi içinde saklamasıdır. Kişi duygularını başkalarıyla paylaşmaz, dile getirmez, dışa vurmaz ama bilinçdışına da itmez. Ör. J kişisi.
Genellikle toplumsal baskılar, yetiştirilme tarzı veya “güçlü görünme” isteği nedeniyle insanlar duygularını bilinçli bir şekilde içlerine atabilirler. Zamanla duygular birikir ve bazı kişilerde psikolojik yük haline gelebilir.
Bastırma olayı ile içe atma olaylarının ruh ve bedenimiz üzerindeki etkileri birbirine yakındır.
BASTIRMA VE İÇE ATMA OLAYLARININ ETKİLERİ
Duyguları bastırmak, veya içe atmak, yani güçlü duyguların bilinçsiz yada bilinçli bir şekilde kontrol altına alınarak ifade edilmemesi, kısa vadede bazı faydalar sağlayabilir. Ancak sürekli olarak bastırılan veya içe atılan duygular zamanla birikir, uzun vadede psikolojik ve fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
DUYGULARI BASTIRMANIN FAYDALARI
Duyguların hemen ifade edilmemesi, kriz anında kontrol sağlayarak olayların büyümesini ve olumsuz sonuçlar doğurmasını önleyebilir.
Toplumsal uyuma katkı sağlayabilir.
Kısa vadede psikolojik koruma sağlayarak kişinin olaylarla daha sakin bir şekilde başa çıkmasını mümkün kılabilir.
Kişinin olayları daha gerçekçi değerlendirmesine ve mantıklı kararlar almasına yardımcı olabilir
BASTIRILMIŞ DUYGULARIN ZARARLARI
Aşırı duygusal kontrol, bireylerin doğal duygusal tepkilerini bastırmasına neden olabilir. Duyguları sürekli bastırmak veya ifade etmekten kaçınmak, bireyin içsel dünyasında bir gerilim yaratabilir.
Kişi,; duygularını sağlıklı bir şekilde işlemezse zamanla stres birikimi yaşar; bu da bazı kişilerde uzun vadede fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açabilir.
“Yaşamımızda ne kadar çok olayı bastırırsak doyum ve yeni uyum yolları öğrenmede o oranda güçlük çekeriz. herhangi bir dürtünün, duygunun ya da anının bilinçdışına itilmesi ve orada tutulması belli bir enerji harcanmasına; kimi doğal dürtülerin doyurulmamasına yol açarak kişiliğin sağlıklı gelişmesini kısıtlayabilir…..” *
BASTIRILMIŞ YA DA İÇE ATILMIŞ DUYGULARIN ETKİLERİ
Psikolojik Etkileri: Bazı kişilerde bastırılan yada içe atılan duygular, bilinçaltında birikerek bireyi sürekli bir stres halinde tutabilir. Yaşanan içsel çatışma depresyona zemin hazırlayabilir. başkalarıyla ilişkilerini olumsuz etkileyebilir, özsaygısını zedeleyebilir
Fiziksel Etkileri: bazı kişilerde bastırılan, içe atılan duygular veya stres, uzun vadede kalp-damar sağlığını olumsuz etkileyebilir. Yüksek tansiyona neden olabilir. Sürekli stres altında olan bireylerin bağışıklık sistemi zayıflayabilir. Duygularını ifade edemeyen bireylerde baş ağrısı, mide problemleri, kas gerginliği ve kronik ağrılar görülebilir. . (Bkz. Hastalıkların Kökeni) Daha farklı ruhsal ve fiziksel sorunlara neden olabilir.
ÖNEMLİ NOT: a. Açıklanan rahatsızlıkların nedenlerinin sadece bastırma ve içe atma süreçleri olmadığını, ilgili hastalıkların başka sebeplerden de kaynaklanabileceğini anımsatalım.
b. Bastırmak her zaman zararlı değildir. Bastırılmış her anı veya duygu psikolojik ve fiziksel sorunlara yol açmaz, zararlı sonuçlar doğurmaz. Öyle olsaydı dünyada sağlam tek bir insan kalmayacaktı.
Duyguların ani, şiddetli ya da uzun süreli olanları bazı kişileri etkileyebiliyor.
Kısaca: “Sağlığımı olumsuz etkiler” diye her şeyden korkmak ya da “sağlık konusunda aşırı umursamazlık, boşvermişlik” sağlıklı bir tutum değildir, denge önemlidir.
ETKİLENİMDE FARKLILIKLAR
Bireyin stresle başa çıkma becerileri, çevresel etkenler ve kişinin yapısına göre etkilenimlerde farklılıklar görülebilir. Çocuklar, biraz daha fazla etkilenebiliyorlar. Genelde dayanıklı olduğumuzu, pek çok ağır zorlukları aşabildiğimizi söyleyebiliriz. (bkz. Olaylara Karşı Dayanma gücümüz)
DUYGULARI SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE İFADE ETMEK İÇİN
DUYGU BİLGİSİ, DUYGUSAL FARKINDALIK GELİŞTİRME: Olayda yaşanan duygunun farkında olmak, bireylerin duygularını tanımalarına ve kabul etmelerine yardımcı olur. Duygu bilgisi fazla olanlar, duygularını daha iyi kontrol edebiliyorlar, krizleri daha sağlıklı olarak atlatabiliyorlar.
DUYGULARI İFADE ETME: Araştırmalar, duyguların sağlıklı bir şekilde ifade edilmesinin hem zihinsel hem de fiziksel sağlığa faydalı olduğunu göstermektedir. Yazarak, paylaşarak; şiir, hikaye resim müzik vb. sanatsal aktivitelerle duygularınızı dışa vurabilirsiniz. . Ancak her duyguyu dışa vurmanın da sağlıklı olduğu söylenemez.
STRES YÖNETİMİ VE DİĞER TEKNİKLER: spor, yürüyüş, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi teknikler ve yazılarımızda açıkladığımız diğer teknikler, duygusal düzenleme becerisini artırır.
PROFESYONEL YARDIM ALMA: Özellikle kontrolsüz ya da aşırı bastırılan duygularla başa çıkmakta zorlanan bireyler, psikoterapiden faydalanabilir.
HEP Mİ MÜDÜR HAKLI?
İyi bir yönetici yönettiklerine yukarıdaki gibi davranmaz. Çeşitli teşvik yöntemleri uygulayabilir, sorunlara yapıcı çözümler üretebilir. İşini aksatıyorsa yasalar çerçevesinde uyarabilir; gerekiyorsa son durumda ceza yoluna başvurabilir. Üstün, astını azarlamaya, kişiliğine dokunmaya, ona hakaret etmeye hakkı yoktur.
Sonraki yazı: Dürtüler: Kontrolü, Etkileri, Çocuklarda Dürtü Eğitimi
27. 02. 2025
Dursun BİLGİN
Alıntılar:
* Ruh Sağlığı ve Bozukluklar
ı, M. Orhan Öztürk, N. Aylin Uluşahin, Ankara 2016, s. 47, 64, 65,