17 Mayıs 2024 Cuma

DUYGUSAL AÇIDAN ZEKİLİK

 

Zeki: Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan… (TDK) Kişinin duygu bilgisi yönünden ileri düzeyde olması da duygusal açıdan zekiliktir. Duygusal yönden zekilik; bireyin sağlığı, başarıları, toplumsal ilişkileri açısından oldukça önemlidir.

Duygusal zekiliğin önemini ve bu konuda neler yapılabileceğini, uzmanından dinleyelim:

UZMANINDAN ÖNERİLER

DUYGUSAL ZEKİLİĞİN ÖNEMİ

“Duygusal sağlığınız için yapabileceğiniz en iyi şey (duygu) kavramlarınızı artırmak ya da diğer adıyla ‘duygusal açıdan daha zeki hale gelmektir’…”*

“Daniel Golemen daha yüksek duygusal zekanın akademisyenlikte, iş hayatında ve sosyal ilişkilerde daha başarılı olmayı beraberinde getirdiğini savunuyor…” *

“Daha geniş bir duygu dağarcığına sahip çocuklar okulda daha başarılıdır.”*

“… Çok kavram bildiğinizde Beyninizin duyguyu tahmin etmek, sınıflandırmak ve algılamak için daha fazla seçeneği olurdu ve böylece daha esnek ve işlevsel tepkiler verebilmeniz için gereken araçlara sahip olurdunuz. Hislerinizi daha iyi tahmin edebilir ve daha iyi sınıflandırabilir ve eylemlerinizi çevrenize göre daha iyi şekillendirebilirdiniz.” *

“Zengin bir kavram dizisi oluşturursanız anlamlı bir hayat için gereken alet çantasına sahip olacaksınız.” *

DUYGUSAL ZEKANIN ANAHTARI

“… Duygusal zekânın anahtarı yeni duygu kavramları öğrenmek ve halihazırda bilinenleri geliştirmektir.”*

“Yeni kavramlar öğrenmenin birçok yolu vardır; yürüyüşe çıkmak, kitap okumak, film izlemek ve yeni  yemekler yapmayı denemek gibi…”

“ Yeni kavramlar öğrenmenin en kolay yolu belki de yeni sözcükler öğrenmektir... Sözcükler kavramlarınızın tohumlarını eker, kavramlar tahminlerinize yön verir, tahminler vücut bütçenizi kontrol eder ve vücut bütçeniz de nasıl hissedeceğinize karar verir… Yüksek duygu tanecikliği gösteren (Duygu bilgisi fazla) insanlar daha az doktora görünür, daha nadir ilaç kullanır, hasta olduklarında iyileşmeleri kısa sürer.” *

“İlgili kavramları oluşturdukça tecrübelerinizi de daha ince bir şekilde kurgulayabileceksiniz.”

ÖZET

Bilimsel bir dille yazılmış yukarıdaki alıntıları özetleyecek olursak: “Duygusal zekiler” yani duygu ve duygu kavramları bakımından bilgili olan kişiler, hayatta daha başarılı olurlar. Olayları daha anlamlı algılar, daha iyi hissederler. Olaylara uygun tepkiler verirler. Ör. Trafikte… Başkalarıyla daha iyi ilişkiler kurabilirler. Vücut bütçeleri daha dengeli olur, bu nedenle daha sağlıklı olurlar.

BİRÇOK ZEKİ İNSAN

Bazı kaynakların; kişilerin meraklarını, duygularını, ilkel isteklerini kamçılamaları (istismar etmeleri de diyebiliriz) nedeniyle, bazı bireyler, etki altında kalarak medyadaki zamanlarının önemli bir kısmını, fazla yararı olmayan, bu çeşit çalışmalara yöneltebiliyorlar. Ciddi çalışmalar pek fazla önemsenmiyor.  Birçok zeki insan bu durumun farkındadır.

Zeki insanların önemli bir özelliği,  araştırma- öğrenme meraklısı olmalarıdır. Sorgulayıcıdırlar. Zeki insanlar, ciddi çalışmalara daha çok değer verirler.  Bu bağlamda, genellikle  böylesi kişilerin yazılarımla ilgilendiklerinin farkındayım.

VE YAZILARIM…

Kendi araştırmalarıma göre, dünya piyasasında duygularla ilgili derli toplu  kaynaklar pek fazla değildir. Yazılarda çoğunlukla bilimsel dil kullanılıyor, anlaması zordur. Bu gerçekleri sizler de araştırabilirsiniz, yazılarımı –bulabilirseniz- benzer kaynaklarla karşılaştırabilirsiniz. 

Eğitim ve duygularla ilgili yazılarım, dünya kültürlerine uygundur. Anlaşılırdır. Kendimi aşan, önemli kısımlarda güvenilir, bilimsel kaynaklardan yararlanılmıştır. Özellikle duygularla ilgili yazılar, çoğunlukla özet niteliğindedir; 1… 5 dakikada okunabilir.  

Yazılarla ilgilenenlerin; önemli, yararlı bir kültür birikimine sahip olacaklarına;  duygusal yönden daha zeki bir hale geleceklerine; edindikleri alet çantasıyla kendilerine ve çevrelerine daha yararlı olacaklarına inanıyorum. 

Yazıların tümüne "https://dursunbilgin.blogspot.com/" adresinin içindekiler sayfasından ulaşabilirsiniz.

Sonraki yazı: Duygu yönetiminde Görmezden- Duymazdan Gelme Yöntemi 

Kalın; sağlıkla, mutlulukla!..

Dursun BİLGİN

Alıntılar:

*Beynimizin Parmak İzleri, Lisa Feldman Barrett, Timaş Yayınları 2021, s. 259… 262

 

 

 

 

 

11 Mayıs 2024 Cumartesi

KABULLENMENİN TEKNİĞİ, SINIRLARI



ÖRNEK OLAY

40 yaşında olduğu halde halen altını ıslatıyor, hiçbir cerrahi çözüm bulamıyordu. Yolda rastladığı arkadaşına dert yandı. Arkadaşı tanıdığı bir psikoloğu salık verdi. Bir zaman sonra yeniden karşılaştılar. Arkadaşı:

Psikoloğa gittin mi? Bir yararı oldu mu?

Hem de çok…

Nasıl yani, iyileştin mi? İyileşmedim, ancak altımı ıslattığım için artık üzülmüyorum. (fıkra)

Sizi bilmem ama kendim, psikoloğun görevini layıkıyla yaptığını düşünüyorum. Altından kalkamayacağımız veya hiçbir çözümün olmadığı durumlarda, bazen “ sorunla beraber yaşamayı” öğrenmemiz ya da
“sorunu kabullenmemiz” gerekebiliyor.

***

Önceki yazılarda, kabullenmenin yararlarına değinmiştik. Hangi durumlarda kabullenme yönteminden yararlanabileceğimizi açıklamış, çeşitli kabullenme örnekleri vermiştik.

Yazımızda kabullenmenin tekniğini ve sınırlarını irdelemeğe çalışacağız.

KABULLENMENİN TEKNİĞİ

Hiçbir çözümü olmayan sorunu nasıl kabullenip onu etkisizleştirebiliriz?

Altından kalkamayacağımız bir sorunla karşılaştığımızda; “Hoşlanmasam da hayatta böyle şeyler olabilir, yapabilecek bir şey yok” dediğimizde, buna benzer şeyler düşündüğümüzde ve bu düşüncelerimize içten inandığımızda, sorunu kabullenmişiz demektir.

Kabullenmenizden sonra problem devam etse de beyin onu bir sorun, fazla bir tehlike olarak görmüyor; önemsemiyor; alışıyor; zamanla aşırı bir problem olmaktan çıkarıyor.

Ali, önceleri hastalığına uzun süre üzülerek vücuduna özrü dışında ikinci bir yük bindirip sağlığının daha da kötüleşmesine neden oluyordu.

KABULLENMEDE ZORLANMA

Kabullenme olgusu, sonradan rahatlatıcı olsa da bazı kişilere, bazı durumlarda, başlangıçta biraz acı gelebilir; kabullenmede zorlanabilirler. Kabullenme süreci zaman alabilir.

Kabullenmede zorlandığımızda problemle ilgili alternatif (olumlu) düşünceler geliştirebiliriz. Kendimize olumlu telkinlerde bulunabiliriz. Olumlu düşüncelerimizi yazabiliriz. Yakınlarımızdan ve uzmanından yardım alabiliriz. Bir süre sonra beyin yeni düşünceleri kabullenecektir.

KALICI PROBLEMİ ABARTMA, KENDİNE YAKIŞTIRAMAMA, BAŞKALARININ AYIPLAYACAĞINI SANMA

Kabullenme bir kenara, bazıları sorunu iyice abartıyorlar.

Ör. Özürlü bir çocuğunun dünyaya gelmesini kendine yakıştıramayanlar, kendilerinin cezalandırıldığını, başkalarının durumu hoş karşılamayacağını sananlar, hatta utandıkları için saklayanlar olabiliyor. Bunlar, çoğunlukla kendilerinin uydurduğu gerçek dışı kurgulardır. Böyle şeyler düşünmek, sorunu kabullenmemek anlamını taşır, acıyı artırmaktan başka işe yaramaz.

Toplum içerisinde engelli ve yakınlarına karşı bazen hatalı davranışlar sergileyenler de olabiliyor. Bu konuda çevrenin, toplumun ve devletin daha duyarlı, daha anlayışlı olması beklenir.

Engellilik dışında; benzer biçimde hastalığını, yakınının vefatını; bazen de  önemsenmeyecek ufak tefek sorunları aşırı abartıp kendilerini olumsuz duygulara sürükleyenlere de rastlanmaktadır.

KABULLENMEK KİŞİNİN ACİZLİĞİ MİDİR? KABULLENMENİN SINIRI

Hiçbir geçerli bir çözümün olmadığı durumlarda sorunu kabullenmek kişinin acizliği değildir. Hayatın bazı gerçeklerini kabul etmektir. Kimsenin depremi önleyecek gücü yoktur. Ancak çözümler varken kişi sorunu çözmek için umursamıyorsa, bu davranışını alışkanlık haline getirmişse; her şeyi, hemen kabulleniyorsa, yapabileceği halde sorumluluk almaktan çekiniyorsa kişinin acizliğinden söz edilebilir.

Bireyin yeteneği dışında bir işte veya sınavda başarısız olması doğaldır, kabullenilebilir. Yeteri kadar çalışmıyorsa, işini becerebileceği halde önemsemediği için başarısız oluyorsa bu kişinin acizliğindendir.

Önceki bir yazıda kendimizin, yakınlarımızın değiştirilemeyecek yönlerini kabullenmemiz gerektiğini, belirtmiştik. Kendimizin veya bir yakınımızın, ör. çocuğumuzun, sürekli ve bilinçli olarak yaptığı hatalar, kabul edilemez bir durumdur.

Kişinin, hasta olduğu halde çözüm aramaması, normal bir durum değildir.

SON SÖZ

Kabullenme yöntemi; diğer yöntemler gibi yerinde, kararında, zamanında uygulandığında yararlı olacaktır.

Kabullenme yöntemi, yaşanılan probleme hiçbir çözümün bulunamaması durumunda geçerlidir. Ufukta çözümler gözüküyorsa yöntem geçerliliğini kaybetmiştir.

“Uzmanından Öneriler” bölümünü, konunun önemi ve anlam bütünlüğünü koruması açısından ayrı bir yazıda ele alıyoruz.

Sonraki Yazı: DUYGUSAL AÇIDAN ZEKİLİK

Kalın; sağlıkla, mutlulukla!..

Dursun BİLGİN

 

 

 

 

  


4 Mayıs 2024 Cumartesi

GÜZEL, KABULLENME ÖRNEKLERİ

 

,
Bazı kişiler, olumsuz ve çözümsüz problemleri kabullenerek, problemi etkisiz hale getirdikleri gibi problemi iyileştirmeyi hatta onu yararlı bir duruma dönüştürmeyi de becerebiliyorlar. İşte örnekler:

YAKINIMIZIN, KENDİMİZİN ÖZRÜNÜ KABULLENME

ÖRNEK OLAY

(Kalıcı Kabullenme Örneği)

Bir gün bir sosyal medya sitesinde gelen iletilere bakarken şuna benzer bir ileti ile karşılaştım. rrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr….tttttttt… Anlamsız iletinin kasıtlı yazıldığını düşünüp ileti sahibine sinirlendim. Profiline baktım. Bir engelli kardeşimizden geldiğine ve herkese benzer iletiler gönderildiğine tanık oldum. Kişiye karşı hatalı önyargım nedeniyle üzüldüm. Kardeşimizin o mesajı göndermesi aslında büyük bir başarı… Herhangi bir duruma yorum yaparken iyice araştırmadan sadece  önyargılarla hareket etmenin ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha anladım.

Ailesi ve köylüleri onunla ilgilenmeyi bir zevk haline dönüştürmüşler. Herkes onunla resim çekiliyor. Engelli olması artık bir sorun değil, ailesi ve çevresi için adeta bir mutluluk kaynağı…

Ailesini ve tüm köylülerini kutluyorum.

Ailesi, çocuğa bakmakla kendilerine güzel bir uğraşı bulmuş oluyorlar. Bu uğraşı onları olumsuz duygulardan uzak tutuyor. Çocuğu sevmekle, hem kendi vücut bütçeleri, hem çocuğun vücut bütçesi olumlu etkileniyor, daha sağlıklı oluyorlar.

O, şimdi benim de en değerli arkadaşlarımdan birisi…

***

Benzer biçimde yatalak hastalarına bakıp hem onu, hem de kendisini mutlu eden pek çok örnek bulmak mümkündür.

Aşık Veysel, “Gözüm açılınca kafamda kurduğum yuva dağılır.” diyerek gözünü açmak isteyen doktorlara gözünü açtırmadı.

Sanatçı Metin Şentürk, göremezliğini başarıyla bir espri aracı olarak kullanmakta, gözlük takmamaktadır.

Örnekteki kişiler ya da yakınları, özürlerini problem olarak  görseydiler sağlıkları ve yaşam biçimleri olumsuz etkilenecekti.

BAŞARISIZLIĞI, YENİLGİYİ KABULLENME

(Geçici veya anlık kabullenme örneği)

Güreşte veya başka yarışmalarda yenildiği veya elendiği halde rakibini kutlayanlar, bence kabullenmenin güzel bir örneğini yaşıyorlar. Rakibini kutlamakla hem kendi, hem karşısındakinin vücut bütçeleri olumlu yönde düzenleniyor; ikisi de kazançlı çıkıyor, kaybeden olmuyor.

Kişinin burada yenilgisini kabullenmesi, sadece o an içindir. Olay olmuş, bitmiştir. O anlık problemin çözülme olasılığı yoktur. Böylesi bir durumda, “Hayatta böyle şeyler olabilir, artık yapılacak bir şey yok.” şeklinde düşünüp problemi (yenilgiyi) kabullenmek, güzel bir duygu yönetimi tekniğidir. Kaybetmenin oluşturabileceği acıları en aza indirecektir. Bunlar, hayatın akışında karşılaşılabilecek normal  durumlardır. Hayatta kazanmak da vardır, kaybetmek de; başarmak da vardır, başarısızlık da…

Bir başka yarışmada belki kendisi galip gelecektir. O an başarısız olsa bile, başarılı olabileceği sınırsız alanlar vardır.

NOT: Karşıdakini övmekle, kendisinin küçüldüğünü veya övdüğünde karşıkinin şımaracağını sanıp bu güzel davranışı uygulamaktan çekinenler olabiliyor. Her şeyde, her zaman en üstün olacak halimiz yok. Yeri gelince başkaları da sizi kutluyor. Siz kimseyi kutlamazsanız başkalarından beklentiniz de olmasın.

PROBLEMİ İYİLEŞTİRME ÇABALARI

Yaşanılan ve kabul edilen sorun ne kadar çözümsüz, ne kadar kalıcı olursa olsun, problemi iyileştirme şansımız her zaman vardır.

Özürlü kişiler, ailenin ilgisi ve devletin sağladığı olanaklarla eğitilerek biraz daha kendine yeterli duruma gelebiliyorlar. Bu kişilerden kendi azimleriyle dünya çapında başarılara imza atan pek çok örnek vardır.

Kronik (uzun süreli) rahatsızlığı olanlar; çeşitli desteklerle iyileşebiliyorlar, daha kaliteli bir yaşam sürdürebiliyorlar.

Yenilgi , başarısızlık gibi geçici sorunlarla karşılaşanlar durumdan ders çıkarıp farklı yöntemlerle veya farklı alanlarda başarı sergileyebiliyorlar. Ör. Üniversite sınavında başarı sağlayamayan bir kişi, ertesi yıl daha çok ve planlı çalışıyor, alan değiştiriyor veya  kapasitesine uygun tercihlerde bulunuyor.

Bazıları da ilginç tiplerini avantaja dönüştürebiliyor. Dünya’daki ve Türkiye’deki komik rollerde yer alan tanınmış sanatçıların başarılarının nedeni, bana göre, biraz da tipleridir. Bilmem haksız mıyım?

Sonraki yazı: KABULLENMENİN TEKNİĞİ, SINIRLARI

Kalın; sağlıkla, Mutlulukla!..

Dursun BİLGİN