Sayfalar

27 Ekim 2024 Pazar

DUYGU VE UĞRAŞILAR

 


Duygularımıza hükmedebilmek için Kabullenmegörmezden gelme, hoşgörü- sabır, paylaşım gibi pasif yöntemlerin hangi durumlarda, nasıl kullanılacaklarını önceki yazılarımızda açıklamıştık.

 Hayatın akışı içerisinde kişinin başından sevindirici, üzücü türlü olaylar geçebilir. Sevindirici olayları bir kenara koyuyoruz. Diğer yazılarımızda olduğu gibi bu yazımızda da üzücü durumlarla  baş etmemize yarayacak yeni teknikleri incelemeye çalışacağız, önerilerde bulunacağız, uzman önerilerine yer vereceğiz.

Üzücü durumlarla baş etmek için yapılabilecek en iyi şey, gerekli önlemleri ta başlangıçta alarak üzücü durumlara düşmemektir. Ancak bazı olaylar; kişinin kontrolü, istenci dışında gelişebilir.

Kişi bazen başarısız olabilir. Bu bağlamda aşırı zarar etmiş olabilir. İşten çıkarılmıştır, yakınından ayrılmıştır. Başkalarının hoşça karşılamayacağı utandırıcı hatası  olmuştur. Böyle durumlarda bireyin, olay anında, aşırıya kaçmadan olayın yarattığı duyguları yaşaması doğaldır. Olay yaşanıp bittikten sonra, belli bir süre içerisinde, olayın oluşturduğu olumsuz duyguların da bitmesi, bireyin normal yaşamına dönmesi gerekir.  Olayın etkisinde kalarak geçmiş, bitmiş bir olayın oluşturduğu duyguyu, bir ömür yaşamanın anlamı yoktur. Bu, duyguyu yaşamaktan kaçış değildir. Zaten yaşanmış bir duyguyu uzun uzadıya sürdürmemektir.

 DİKKATİMİZİ BAŞKA ŞEYLERE YÖNLENDİRME ( Beynin Odak Noktasını Değiştirme)

Beynimiz gece- gündüz bir saniye boş durmaz, çalışır; vücudumuzu yönetir. Zihin, boş kaldığında düşünce ve hayallerle boşluğu doldurur. Hayallerin bazıları, geleceğe dönük güzel projeler, geçmişteki güzel anılar olabildiği gibi bazıları gelecekle ilgili kaygılar ve geçmişe yönelik olumsuz yaşantıları da içerebilir. Bazen eski olumsuz duygular, yeniden güncelleşerek kişinin kendini kötü hissetmesine neden olabilir. Böylesi durumlarda yapılabilecek şeylerden birisi de bir şeylerle uğraşmaktır.

UĞRAŞILAR

Olumsuz duygulara egemen olmanın önemli bir yolu, kişinin bir işinin olması ve işine yoğunlaşmasıdır. Konu “Çalışma ve Önemi” başlıklı yazıda . Ayrıca resim, müzik, spor, meditasyon, kitap okuma; film izleme, medya ile ilgilenme; halk oyunları (önceki yazıda), tarımsal faaliyetler gibi sanatsal ve bireysel uğraşılara; bunun yanında toplumsal aktivitelere yer verilebilir. Böylece dikkatimizi yaptığımız uğraşıya yönelteceğimizden etkilendiğimiz olaydan uzaklaşacağız. Beyin zamanla duruma alışıp uyum sağlayacaktır.

Uğraşılar, bizi olumsuz duygulardan uzaklaştırır; bize, kendimizi gerçekleştirme fırsatını verir; özgüven kazandırır.

Aşırı yormadan, kararında yapılan beyinle ilgili etkinlikler, beyni çalıştırır; nöronlar arası bağlantıları artırıp güçlendirerek beynin performansını ve sağlığını olumlu yönde etkiler. Ör. Annenin yeni doğmuş bebekle ilgilenmesi, onunla konuşması, kucağına alması, emzirmesi, müzik dinletmesi vb. uyarılar bebeğin beyninde nöral bağlantılara neden olacağı gibi, bebeğin güven gelişimine de katkı sağlayacaktır. Yine bir yaşlının konuşması, okuması, yazması, müzik aleti çalması, seslere kulak vermesi, oyun oynaması gibi etkinlikler beyninin çalışmasını sağlayacak, beyin sağlığını olumlu etkileyecek, alzheimer hastalığı riskini azaltacaktır .

Kişi uzun süre boş kaldığında canı daha çok sıkılır, kötü şeyler düşünebilir; boş kalan beyinde ilkel istekler (nefsani)  gündeme gelebilir, dürtüler açığa çıkabilir. Bu nedenlerle şahsın suça yönelimi artabilir. Ve

Kendini ihmal etmeden, aşırıya kaçmadan, bağımlı hale gelmeden bir şeylerle meşgul olan insanların olumsuz duygu, düşünce ve hayallere zamanları kalmayacaktır.

Uzmanlar, duygusal sorunların dışında bazı ruhsal sorunların düzeltilmesinde de kişileri uğraşılara yöneltiliyorlar.

Çocukların boş zamanlarını uygun bir şekilde değerlendirebilmesi için aile ve okul gerekenleri yerine getirmeli.

UZMANINDAN ÖNERİLER

Zaman zaman bilgilerini paylaştığımız lisa Feedman Barrett’in “duygulara hükmetme” konusundaki yeni önerileri özetle şöyle:

MASAJ: “Fiziksel konforunuzu artırmak için kendinize güzel bir masaj yaptırmayı deneyin. İnsan dokunuşu sağlığınıza faydalıdır. Duyu ağı vasıtasıyla vücut bütçenizi geliştirir... Masaj inflamasyon (iltihaplanma) riskini azaltır, kas dokunuzdaki küçük yırtıkların daha çabuk iyileşmesini sağlar.” *

YOGA: “Bir diğer bütçe dengeleme aktivitesi ise yogadır. Uzun süre boyunca yoga yapan insanlar fiziksel aktivitenin ve yavaşça nefes alıp vermenin bir araya gelmesiyle daha  kısa sürede etkili bir şekilde sakinleşebilir. Proinflamatuar stokinler adı verilen ve uzun vadede vücut için zararlı inflamasyonlara sebep olan bazı protein seviyelerini düşürür.”*

SPOR: “Düzenli spor yapmak ise anti-inflamasyon sitokinler adı verilen ve kalp hastalıklarının, depresyonun ve diğer hastalıkların görülme riskini azaltan diğer proteinlerin (yararlı) seviyelerini artırır.”*

ROMAN-FİLM: “Merak uyandıran bir romana başlamak da vücut bütçeniz açısından sağlıklıdır. Bu sadece bir gerçeklerden kaçış değildir. Başka birinin hikâyesine dahil dahil olduğunuzda kendi hikayenize aynı şekilde dahil  olmazsınız.  Böylesi bir zihinsel gezinti varsayılan çalışma şekli ağı olarak da bilinen duyu ağınızın bir kısmını harekete geçirir ve hayal aleminde kaybolmanızı önler (ki bu vücut bütçeniz için iyi değildir). Okumayı seven biri değilseniz merak uyandıran bir film de işinizi görür. Eğer film çok acıklıysa doya doya ağlayabilirsiniz, çünkü ağlamak da bütçenize faydalıdır.”* (Bence aşırıya kaçmamak koşuluyla..)

İYİLİK YAPMAK: “Araştırmalar karşılıksız bir şey vermenin ve minnet duymanın vücut bütçeleri için karşılıklı faydaları olduğunu göstermiştir.”*

“Dokunuşu ve karşılıksız sevgiyi aynı anda hissedebilmek için evcil bir hayvanı sahiplenin. Halka açık yerlerde veya parklarda yürüyüşe çıkın. Yöntemleri elinizden geldiği kadar deneyin.”*

Duygularımıza hükmetmek için tepkiaktif savaşım ve diğer yöntemler sonraki yazılarda!..

Kalın; sağlıkla, Mutlulukla!..

Dursun BİLGİN

Kaynak:

*Beynimizin Parmak İzleri, L. F. Barrett, TimaşYayınları, 2021; s. 257, 258, 259  

 

 

 

 

22 Ekim 2024 Salı

HALK OYUNLARI DUYGU İLİŞKİSİ

(Yazıda “oyun” sözcüğü ile “halk oyunları” kastedilmektedir.)

Öğretmen okuluna kadar halk oyunlarından uzak kaldım. Öğretmen okulunda halk oyunları ekibinde yer alarak oyunlarla ciddi bir şekilde tanışma fırsatım oldu. Ekipte yer almam yaşamımı önemli ölçüde değiştirdi. Çekingenliğim azaldı, özgüvenim arttı, biraz daha toplumsallaştım.

Bu yazımızda halk oyunlarının fiziksel yararlarını bir kenara bırakıp psikolojik yararlarını kısaca inceleyeceğiz.

HALK OYUNLARI, KİŞİNİN TOPLUMA KATILMASINI VE TOPLUMA UYUMUNU SAĞLIYOR

Birlik- beraberlik ve dayanışmanın en kenetlenmiş halini halk oyunlarında görebilirsiniz. Halk oyunları o yörenin kültürünü yansıtır. Halk oyunlarıyla kişi, kendi isteğiyle ve bilinçli olarak topluma katılıyor. Oyunlar, bireylerde, kuralları tanıma; topluma ve  kurallara uyma becerisinin gelişimine katkı sağlıyor.

Oyuna katılanlar; dikkat çeker, onlara özenilir, başkaları tarafından daha çok sevilirler. Oyunlara katılmak, çekingenliğinden şikayetçi olanlar için en iyi ilaçtır.

SPOR YAPMAK İSTEMEYENLER, OYUN OYNAYABİLİRLER

Halk oyunları bir spor dalı olmayıp bir kültürel etkinlik gibi görünse de spor yapmakla elde edilen –burada yazamadığımız- fiziksel kazanımlara, halk oyunlarıyla da ulaşılabilir.

Günde 40 dakikalık bir yürüyüşün yerini daha kısa süreli bir oyun alabilir. Üstelik bir parkura, bir makineye de gerek yoktur. Odanızın 5.6 metrekarelik alanı size yeterlidir. Halk oyunları; top oyunları, boks vb. sporlar gibi ağır değildir. Kalbinize, bedeninize ağır bir yük binmez. Yarış sporlarında  sadece sporcular aktifken halk oyunlarında aktif olan sizsiniz.

Halk oyunları sağlıklıdır. Oyunlarda oyunu sanki bir spor eğitmeni yönetiyormuş gibi durum yaşanır. Ör. Artvin oyunlarında, oyuna ağır (yavaş) barla başlanır. Oynayanların nefesleri açılır, kasları ısınır. Sonrasında hızlı bara ve horonlara geçilerek daha üst düzeyde zor hareketler yapılır. Sonunda başka bir yavaş oyunla oyuna son verilir.

HALK OYUNLARI İYİ BİR EĞLENME ARACIDIR

Yaşamımızda her birinin ayrı bir yeri olsa da;  maç, konser, televizyon izleme; gezme gibi etkinliklerin bizi halk oyunları kadar eğlendireceğini sanmıyorum. Gerçek eğlenme, halk oyunlarında saklıdır. 

OYNAMAK, KİŞİYİ OLUMSUZ DUYGU VE DÜŞÜNCELERDEN ARINDIRIYOR

Kişi, oynarken topluma uymak, gerekli figürleri yapmak için kendisini oyuna yoğunlaştırmıştır. Aksi

 halde şaşıracaktır. Olumsuz duyguları yaşama, negatif düşünme şansı pek fazla yoktur.  Ayrıca eğlenceli ortam, müzik ve bir spor etkinliği olan oyunla, vücuttaki mutluluk hormonları (endorfin, serotonin) seviyeleri artacaktır. Ortam, müzik ve spor; kişinin vücut bütçesini ve vücudundaki inflamasyonu olumlu etkileyecektir. Oyunu bırakıp yerine geçen birey; kesinlikle sakin, keyifli ve huzurludur. Tüm bunlar, beden ve duygu sağlığı açısından önemli, istenilen bir durumlardır. 

OYNAMAK BEYİN SAĞLIĞI AÇISINDAN YARARLIDIR

Oynarken beynin birçok bölgesi uyarılır, çalışır; beyinde nöral bağlantılar güçlenir. Yani oynarken bedensel egzersizin yanında zihinsel egzersiz de yapılır. Bu durum herkes için yararlıdır. Düzenli oynanan halk oyunları, çocukların bedensel ve zihinsel gelişiminde etkili olurken, yaşlılarda görülebilecek  aksaklıkların azalmasına katkı sağlar.

BAŞKA YÖRELERİN, BAŞKA ÜLKELERİN OYUNLARI DA ETKİLİ MİDİR?

Yazımı Artvin kültürünü ve  oyunlarını göz önünde bulundurarak yazdım. Ancak içinde müzik ve fiziksel hareket olan tüm dans ve oyunların hepsi yararlıdır.

ÇOCUKLARINIZI OYNATIN

Az da olsa düğünlerde halaya kalkmak istemeyenlere, hatta oynamaktan çekindikleri için düğün yapmak istemeyen kişilere rastlanmaktadır. Aile ve öğretmenlerin çocuklarını küçük yaşta oyuna yönlendirmeleri önemlidir. Küçük yaşta oyuna başlamayanlar büyüyünce  utanıyorlar. En azından üç ileri, üç geri figülü bir halayı herkes oynayabilmeli.

Okulda, Ara sıra dinlenme saatlerinde, açık havada, telefondaki bir müzik eşliğinde, oyun oynayan çocukların yaramazlık yapmaya zamanları kalmayacaktır, derslere de daha iyi odaklanacaklardır.

OYUNA KATILIN

Halk oyunlarında; hoşgörü, dürüstlük, iş birliği, disiplin, özgüven egemendir. Ayıplama, kınama diye bir durum söz konusu olamaz. Statü farkı gözetilmez. Usta, acemi herkes oyuna kabul edilir.  Şimdiye kadar hiç oyun oynamayanlar, hiç çekinmeden rahatlıkla oyunlara katılabilirsiniz. Kendinizi biraz zorlayın, hemen ilk fırsatta oyuna katılın; kesinlikle memnuniyetle oyundan ayrılacaksınız.

Oyun öğrenmek için kişi yakınlarından, internetten yararlanabilir.)

 YAŞLILAR, OYNAYIN!

Eskiden düğünlerde daha çok yaşlılar oynardı. Şimdi meydan gençlere kaldı. Yaşlıların oynamaları, onların bedensel, zihinsel sağlıkları açısından oldukça önemlidir.

Haydi gönlü genç insanlar!..  Fırsatları kaçırmayın. Evde torunlarınızla oyun kurun. Düğünde, dernekte, törende, festivallerde; fırsat bulduğunuz her yerde oynayın. Düğünde en az bir tur atın ki düğünde olduğunuz belgelensin!

YA OYNAMAYANLAR?..

Müzik ve eğlenceye katılıp, oynamayan kişiler de durumdan kazançlı çıkıyorlar. Müzik ve eğlenceye konsantre olduklarında kendileri oynamasalar bile zihinleri oynuyordur. Çünkü müzik dinliyorlar, içten tempo tutuyorlar vs. Kısaca onların beyinleri de oynayanlar gibi oyun ve eğlence ve ortamdadır. Tüm bunlar onların vücut bütçelerine, dolayısıyla sağlıklarına olumlu katkı sağlayacaktır. 

DEVLET- KURUM- KURULUŞLAR

Halk oyunları özendirilmeli, yaygınlaştırılmalı, halkın oyunlara daha fazla katılması sağlanmalı.

BEN!..

Sizi bilmem ama kendim “Nerede oyun (düğün), orada bulun” prensibini uyguluyorum, uygulayacağım!

Halk oyunları oynamanın kazanımları saymakla bitmez. Oyun havası duyduğunda yerinde duramayanları, gönülden kutluyorum.

Sonraki yazılar: Duygu yönetiminde uğraşılar, tepki yöntemleri

Kalın; sağlıkla, mutlulukla!..

Dursun BİLGİN