Sayfalar

10 Ağustos 2018 Cuma

ÇOCUĞUMUZUN OKULDAN EVE İLK DÖNÜŞÜ


Çocuğumuzun okuldan eve ilk dönüşünde, oluşturacağımız "olumlu okul imajı" onun ömür boyu akademik başarısını etkileyebilir. İşte yapılması gerekenler:

"Bir işe nasıl başlarsan öyle gider." şeklinde geçerli bir söz vardır. Zihnin bir olay ya da durum hakkındaki ilk izlenimleri, sonraki izlenimlere temel oluşturur. Bu ilk kayıtlar gelecekteki izlenimlerini önemli ölçüde etkileyecektir.

Çocuğumuzun bu yeni döneminin ilk günleri, çocuk açısından önemlidir. Aile ve okulun etkileri ile oluşturacağı okul imajı, onun okula karşı olumlu ya da olumsuz bir tutum geliştirmesine neden olacak, bir ölçüde onun ruhunu etkileyecektir. Bu yönden okulun açılışının ilk günlerinde, okula yeni gelen öğrencilere aile ve okul olarak daha dikkatli davranılmalı; onlarda okula karşı olumlu bir imaj oluşturmak için her türlü çaba gösterilmeli.

Aile olarak çocukta oluşacak olumlu okul imajını zedelememek için okulla ilgili söz ve davranışlarımızda daha dikkatli olmalıyız, onu okuldan soğutacak söylem ve davranışlardan uzak durmalıyız. 

Bu Konuda Ailelerin Yapabilecekleri

·        Çocuğunuzu okul çıkışında karşılayın.
Akşam paydosundan sonra çıkışta çocuğunuzu karşılayıp sarılın. “Öğrenci olmak sana ne güzel yakışmış, seni iyi gördüm.” benzeri olumlu sözler söyleyin.

·       Evde gündelik hayatınıza devam edin.
Her zaman okul konusunu açmak yani bir konuda sürekli zihnini uyarmak onu sıkabilir, Bazı çocuklarda da  “ okulun kendinden çok önemsendiği” kanısının zihninde yerleşmesine neden olabilir. Belli bir süre “okul” konusunu açmadan;  kendisini, aşırıya kaçmadan sevin. Böylece o kendisinin önemsendiğini anlayacak, özgüveninin gelişimine katkı sağlanacak.

Okulun, öğretmenin, arkadaşların iyi mi; kötü mü? Sana nasıl davranıyorlar? vb. kışkırtıcı, dedikodu ve olumsuzluklara açık kapı bırakan soruları kesinlikle sormayın. 

Çoğu anne baba çocuklarına değer verdikleri ve bu konuları merak ettikleri için, çocukla karşılaşır karşılaşmaz bu ve benzeri soruları sorarlar. Oysa böyle yargı ve olumsuzluk soruları, çocuğun zihninde bir kuşku oluşturur. Zamanla zihninde öğretmenini ve arkadaşlarını yargılamaya başlar. Onların olumsuzluklarına dikkatini yöneltir, kişileri birbirinden ayrıştırır, bunları gelir size anlatır. Böylece çocuğunuzda; olumluları değil olumsuzlukları gören, şikâyetçi bir kişiliğe yönelme olasılığı gündeme gelebilir.

·         Ya çocuğum gerçekten eziliyorsa!..
Sizin önceden verdiğiniz eğitim ve rehberlikle, çocuğunuz  kendi sorunlarını öncelikle kendi becerisiyle çözebilmeli. Ancak kendini aşan durumlarda; çocuğunuz, kızacağınızı bilse bile, çözemeyeceği sorunlarını öncelikle sizinle, sonra öğretmeni ile ve gerekirse polisle paylaşabilmeli.

Okulda herhangi bir sorun yaşıyorsa,siz sormadan anlatacağını sanıyorum. Ancak bu konuda kuşkunuz varsa dolaylı sorularla araştırabilirsiniz. Burada, sadece çocuğunuzun anlattıkları ile yetinmeyin, sonra pişman olabilirsiniz.

·         Bugün okulda ne yaptıklarını, sorun.
Okuldan dönen çocuğa, ara sıra sorulabilecek güzel bir sorudur. İlerleyen saatlerde: “Bugün okulda ne yaptınız?” anlamında onun kolaylıkla yanıtlayabileceği, açık sorular sorunuz. Ör. Bugün okulda oyun oynadınız mı? Hangi oyunları oynadınız? vb. Dönüt olarak: “Oh! Okulda ne güzel şeyler yapmışsınız, aferin size!” deyin. Bu durum çocuğunuzun hoşuna gittiyse diğer günlerde de yaptıklarını size anlatabilmek için dersleri daha dikkatle takip edip yapılanları aklında tutacak, gelip size zevkle anlatacaktır. 

Ters etki yapmaması için, yönteme ara sıra yer verilmeli, çocuk anlatmaya aşırı zorlanmamalı.

·       Çocuktan beklentileriniz onun yeteneklerinin üzerinde olmasın.
Bazı ailelerin çocuktan, özellikle akademik başarısındaki bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri, onu kaygı ve strese sürükler; başarısını olumsuz yönde etkiler; hatta ileride okuldan nefret etmesine bile neden olabilir. Bu konuda gerçekçi olunursa, çocuğun sadece başarısızlıkları değil, başarıları dikkate alınıp kendisine sezdirilirse çocukta olumlu bir okul imajı oluşturulabilir.


 Kalın; esenlikle, mutlulukla...

Dursun BİLGİN